2. univerist.com
• Bir çocuk için okul, daha önce hemen hemen hiçbirini tanımadığı çok sayıda
çocukla karşılaşma zorunluluğuyla, uyulması gereken kurallarıyla ve başarılması
gereken öğrenim görevleriyle dolu yepyeni bir sosyal çevredir.
• Okulun amaçlarından biri çocuğa dönüktür. Okul, çocuğun kalıtım olanakları
içinde bir bütün olarak gelişmesi, yaşamda sağlıklı, başarılı ve mutlu olması için
uygun ortam hazırlar. Önlemler alır, onu olumlu yönde etkiler.
• Okul, eğitim aracılığıyla insanı kendisi
için yararla ve yeterli kılmaya çalışırken,
bir yandan da onu, içinde yaşadığı
topluma ve tüm insanlığa yararlı,
toplumsal bilinci gelişmiş bir insan
olması için eğitmeyi amaçlamaktadır.
3. univerist.com
• İlk gün çocuk heyecan ve umut dolu beklentilerle uyanır, okula gitmeye
hazırdır. diğer yandan belki anne baba da onun kadar heyecanlı olabilir ve
çocuğunun yaşamının bu yepyeni evresine adımını atarken, karmaşık bir
duygu yoğunluğu yaşar.
• Çocuğu okula hazırlamak için alınan önlemlere rağmen ilk gün gözyaşları
epey yaygındır. Dönemin başladığı gün ana babaları tarafından ilk kez
sınıflarına götürüldüklerinde her zaman ağlayan birkaç çocuk olur.
• Okulun ilk günü çocuğun ana babadan
ayrılırken güçlük çekmesiyle, daha
sonraki psikolojik ve eğitimsel gelişimi
arasında bir ilişki yoktur.
4. univerist.com
• Birlikte evden çıktığınızda, çocuğunuza sakin, gerginlikten uzak ve mutlu
görünmeye çalışın. okul başlangıcının, her ikinizin de yaşamında belli bir
çağın artık sona erdiği anlamına geldiğini fark ettiğinizde yaşayabileceğiniz
strese karşın, herhangi bir kaygı belirtisi göstermemeye özen gösterin.
• Çocuğunuz onu bıraktığınız anda tedirgin görünmeye başlarsa, kendini iyi
hissedeceğini, her şeyin yolunda gideceğini ona anımsatın.
Diğer çocukların dostça davranacaklarını,
öğretmenin onun kendi sınıfında olmasını
sabırsızlıkla beklediğini söyleyin ve okul
biter bitmez onu almaya geleceğinizi
yada servis aracına bindireceğinizi
özellikle belirtin.
5. univerist.com
Araştırmalar, beş ilkokul çocuğundan dördününü okulun ilk günü sınıfta
gerginlik yaşadığını göstermektedir.
• Çocuğunuz, istese de istemese de ayrılacağınız ve gözyaşlarının hiçbir şeyi
değiştirmeyeceğini kesinlikle anlamak zorundadır. Eylem palanınıza
başından sonuna kadar bağlı kalmaya kararlı olun. Ancak bunun tersine
davranan ve çocuğa olumsuz bir uyarıcı oluşturan ebeveyne
rastlanmaktadır. Örneğin, aşırı kaygısı nedeniyle bir bütün yılını çocuğun
okulun karşısındaki pastanede geçiren bir anne örneğimiz bulunmaktadır.
6. univerist.com
• Sınıfın kapı eşiğinde bekleşerek gereksiz yere oyalanmayın. Çocuğunuz
üzgün görünse bile hemen oradan ayrılın, sonradan kendini iyi
hissedecektir.
• Öğretmenin çocuğunuzu gördüğünden
emin olun, onunla vedalaşın ve sonra
okuldan ayrılın. Siz yanında olmasanız
da çocuk stresiyle başa çıkabilecek ve
birkaç dakika içinde ağlaması
duracaktır.
7. univerist.com
Okulun ilk günü çocuğunuzdan ayrılırken uygulanacak eylem planı şöyle
özetlenebilir;
• Çocuğunuzu okulla ilgili olarak önceden bilgilendirin ve okulu gezdirin.
Güven verin, rahatlatın. yanında olmadığınızda onun mutlu eve rahat
olacağına ilişkin ona güven verin.
• Sakin kalmaya çalışın. Kaygı, özellikle ebeveynle çocuk arasında
bulaşıcıdır. Çocuk kaygı duyduğu, canı sıkıldığı her durumda ne kadar
endişelendiğinizi anlamak için size bakacak ve endişeli olduğunuzu
gördüğünde, bu kendi korkularının yerinde olduğunu doğrulayacaktır.
8. univerist.com
• Okul çıkışı onu tam zamanında alacağınızı ya da servise bindireceğinizi,
evde mutlaka karşılayacak bir kişinin olduğunu ona açıklayın. Özellikle
kaygılı çocuk, annesinin evde kendisini karşılamayacağı düşüncesiyle okula
gitmek istemeyebilir. Bu yapıdaki bir çocuğun bir kez kapıda kalması okul
fobisini tetikleyen bir neden olabilir.
• Vedalaşma uzun sürmemelidir.
9. univerist.com
Bir sonraki gün için çocuğun giysileriyle, çantasının önceden hazırlanmış
olması, ertesi sabahın telaşlı geçmesini önler. Çocuk birkaç hafta içinde bu
düzene yavaş yavaş uyum sağlayacaktır; ve zamanla, sabahları onu okula
hazırlarken daha az zaman harcadığınızı fark edeceksiniz. Yeterince erken
yattığı (uyandığında yorgun olmaması için) ve erkenden uyandığı sürece
sabah hazırlıkları gerginlikten uzak olacaktır.
10. univerist.com
İster ilkokula yeni başlasın, ister ara sınıf öğrencisi olsun, bazı çocuklar okula
gitmekten kaçınma yönünde yoğun bir çaba sarf eder. Bu yinelenen çaba zaman
zaman kaygı verici boyutlara varır.
“Okul Sendromu” adını verdiğimiz bu kaçınma tepkisinin 6 uyarı işareti vardır:
1. Heves ve enerji kaybı
2. Alıngan ve sinirli olma
3. İştahsızlık
4. Uykuda bozukluk
5. Ortada bir neden yokken gözyaşlarına boğulmak
6. Baş ve karın ağrısı,mide bulantısı ve kusma gibi psiko-somatik belirtilerde artış
11. univerist.com
Sorunun ilk nedeni sizden ayrı kalmanın getirdiği mutsuzluktur. Bu durum,
daha çok oyun gurubundan ve anaokulu deneyiminden yoksun, tek çocuklarda
görülür. Birdenbire, günün büyük bir bölümünde evden ayrı kalmanın
oluşturduğu gerilim önemli bir sıkıntıya yol açabilir.
12. univerist.com
Nasıl Yardım Edebilirsiniz?
Asla sinirlenmeyin. Bazen ana-babalar sert davranırlar, tepkilerini isteksiz
çocuğa, azarlama, tehdit etme, rüşvet verme, hatta bedensel ceza yollarıyla
gösterirler. Öfke, olabilecek en kötü tepkidir ve çocuğun daha sıkıntılı ve
şaşkın bir duruma düşmesine yol açar. Çocukla sakin ve sabırlı bir biçimde
konuşun. Paniklerine yol açabilecek nedenleri araştırın. Çocuğun okulda
başkaları tarafından zarar verici davranışlara maruz kalıp kalmadığını yada
yeni öğretmenden kaynaklanan bir sıkıntı olup olmadığını araştırın.
Arkadaşları tarafından yenilgiye uğratılmış olmak, en sevdiği öğretmenin
sınıftan ayrılmış olması, bir önceki gün başına herhangi bir kaza gelmiş
bulunması yada altını ıslatmış olması gibi farklı nedenler sorunun tetikleyicisi
olabilir
Sabırlı olun. Sakin olun ve öfkenizle başa çıkmaya çalışın.
13. univerist.com
Ona, okulun amacını açıklayın. Öncelikle; çocuğun niye okula gitmesi
gerektiğini bildiğinden emin olun. özellikle, ana okulu deneyimi yaşamamış
olan ilk yada tek çocukların, yaşanmakta olan değişiminden dolayı kafalar
karışabilir.
Derslerin ve öğrenmenin ne ile ilgili olduğunu tam olarak anlamayan çocuklar,
okula gönderilmelerini, daha fazla yaramazlık yapmamaları için verilmiş bir
ceza olarak görebilmektedir. sonuçta da; kendilerini suçlu, kırgın ve
reddedilmiş hissedebilirler.
14. univerist.com
Gözyaşlarıyla alay etmeyin. Ağlayan bir çocukla hiçbir zaman alay etmeyin
ya da onu azarlamayın; kardeşlerinin de bu şekilde davranmalarına izin
vermeyin. Bazı ana-babalar, alay etmenin çocuğun, mutsuzluğundan dolayı
utanç hissetmesini sağlayacağı, böylelikle bu duygudan uzaklaşabilecekleri
şeklinde yanlış bir düşünceyle bu şekilde davranmaktadır.
15. univerist.com
Onunla, gününün nasıl geçtiği hakkında konuşun. Çocuğunuzu,
okulda yaptıkları ile ilgili konuşması konusunda teşvik edin. derslerle
ilgili sohbet etmek, onları daha bildik ve daha az ürkütücü kılar.
Çocuğunuzun öğretmeni ile görüşün. Kaygılarınızı okul ile
paylaşmaktan çekinmeyin. Çözüm olasılıklarını tartışın. Ama, bir an
önce okulu değiştirme fikrine karşı direnin. Temel problem ortadan
kalkmadıkça, çocuğunuz aynı sorunları bir sonraki okulda da
yaşayacaktır. Doğru teşhis ve çözüm bulunmadığı sürece, sorun yeni
okula da taşınacaktır. Okul değiştirmek ancak, öğretmenin yardım
konusunda yetersiz yada isteksiz olması ve çocuğunuzun o okula
asla kendinden emin bir şekilde gidememesi durumunda
düşünülebilir.
16. univerist.com
Güçlüğe neden olan faktörlerden bir diğeri de, çocuğunuzun değişim ve
yeniliklerle baş etme ihtiyacıdır. Bunlar, sadece derslerin getirdiği yeni
zihinsel beklentileri değil, aynı zamanda okula başlamasıyla birlikte gelen
bir dizi yeni deneyimi de kapsamaktadır. Oldukça farklı bir ortama girme,
sınıfını bulma, yabancılarla tanışma, yemek için nereye gidilmesi
gerektiğini keşfetme, ellerini yıkayacağı yeri bulma, okul kurallarını
öğrenme, kişisel disiplini geliştirme, grup projelerinde yer alma gibi
deneyimler söz konusudur. Evin bildik, rahat ve zihinsel açıdan daha az
yorucu ortamında anneyle birlikte yaşamaya alışan çocuğa bu, ürkütücü
bir deneyim gibi gelebilir.
17. univerist.com
Evde yeni alışkanlıklar geliştirin. Evde okuma, resim yapma bir
enstrüman çalma ve oyun oynama etkinlikleri için belirli bir düzen
oluşmasını sağlayın. Evde bir programı takip etmeyi öğrenmek, çocuğun
okuldaki ders programına uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır.
Bu ayrıca, belirli saatlerde çalışma disiplini edinmeyi de
destekleyecektir. Okul çağı çocuklarının çoğunlukla yaşadıkları en
yaygınsorun, programlı yaşayamamalarından, ders çalışmayla oyun
oynama saatlerini birbirinden ayıramamalarından,zamanı doğru
kullanamamalarından kaynaklanmaktadır.
18. univerist.com
Çocuğun endişeleri üzerine konuşun.
Çocuğunuz, yaşadığı güçlükleri sizinle
paylaşması konusunda cesaretlendirin
ve öğretmenleriyle konuşma, derslerini
birlikte çalışma gibi yollara başvurarak
problemlerini çözmesine yardımcı olun.
sorunlarıyla ilgili konuşurken sabırlı
olmaya ve yargılayıcı davranmamaya
özen gösterin. Çocuğun zihinsel
yeteneklerini eleştirmek ya da hoş
olmayan bir şekilde onu diğer bir çocukla
kıyaslamak her şeyin çok daha kötü
olmasına yol açacaktır.
19. univerist.com
Yetişkinlerin beklentileriyle mücadele etmek, bazı çocuklarda strese yol açan başlıca
etkendir. Bu daha çok, çocukların başarılarında mükemmeliyetçi bir tutum benimsemek
şeklinde kendini gösterir. bazıları,sınıfta bir testten ikinci olmayı, sonuncu olmaya
eşdeğer görürler. her seferinde yüksek standartlar koyduğunuz ve büyük olasılıkla tam
bir başarı dışındaki durumlarda eleştirici olduğunuz takdirde, çocuğunuzda stres oluşma
riski artacaktır.
20. univerist.com
Beklenti düzeyinizi gerçekçi kılın. Çıtayı doğru yüksekliğe koyun. daha az
talep kar olun. çocuğa, daha az mükemmeliyetçi davranarak yardımcı
olabilirsiniz. Başarılarını izlemeyi sürdürün ancak çocuğun herhangi bir
başarısızlığı karşısında, hoşnutsuzluk göstermeyin. Hatalar yaparak
öğrenmenin, başarılı çalışmanın temel şartı olduğunu unutmayın.
İstemeyerek bile olsa, çocuğunuza, beklentileri karşılayamadığı takdirde onu
daha az sevip sayacağınız izlenimini hiçbir zaman vermeyin.
21. univerist.com
Çocuğunuz başkaları tarafından zarar görüyorsa…
Oyun becerilerini geliştirin. Çocuğunuz oyun becerilerinden yoksunsa, bir spor
yapması ve mümkün olduğunca fazla arkadaş edinmesi konusunda onu teşvik edin.
Basketbol; voleybol gibi spor dalları başta olmak üzere tenis, yüzme gibi sporlar
önerilebilir. etrafı arkadaşla çevrilmiş bir çocuğun, kurban olarak seçilmesi olasılığı çok
azdır. Başkalarına zarar veren birinin en son isteyeceği şey bir grubu karşısına almaktır.
22. univerist.com
Öğretmenleriyle konuşun. Sekiz yaş ve üstündeki bir çocuğa sahip olan ana babanın,
öğretmenlere yada zarar eren diğer çocuğun ailesine şikayette bulunması, zararın
sürekli ve tehlikeli olduğu durumlarda en son başvuracağı yöntem olmalıdır. ancak, zarar
görme; çocuğunuzun sekiz yaşın altında olması ve çocuğun düzenli olarak buna maruz
kalması durumunda hemen bildirilmelidir. Bu yaştaki çocukların, özellikle de yaşça
büyük çocukların saldırılarına karşı kendilerini savunmaları oldukça güçtür. öğretmenle
yada ebeveynle problemi tartışırken sakin davranın ve görüşlerinizi sağlam, ancak
saldırgan olmayan bir şekilde ifade edin.
23. univerist.com
Çocuğunuz başkalarına zarar veriyorsa;
Şimdi, bir de madalyonun öteki yüzüne bakalım. Çocuğunuzun başkalarına
zarar verdiği keşfetmeniz yada bundan şüphelenmeniz durumunda ne olur?
Başkalarına zarar verme de, zarara maruz kalmak gibi kötü davranış örneğidir.
Örnek olun. Zarar verme davranışını iyileştirmenin ilk ve en önemli adımı,
evde çocuğa iyi bir model oluşturmaktır. Çocuklar, ana babalarının durumlar
karşısındaki tepkilerini taklit ederler. Dayak yiyen çocuk, aynı yöntemleri diğer
çocuklar üzerinde uygular. Davranışları sizi ne kadar kızdırırsa kızdırsın, hiçbir
koşulda, özellikle de zarar verme amaçlı olalar, çocuklarınıza bedensel ceza
uygulamayın.
24. univerist.com
• Çocuklar evcil hayvanlar değildir. onlar küçük insanlardır. doğruları vardır.
Yaşları ve olgunlaşmalarıyla orantılı sorumlulukları olmak durumundadır.
Tam tersi olduğu halde bazı ana babalar çocuklarını kendi mülkleri gibi
görürler yada çocuklarının onlara bir şeyler borçlu olduklarını düşünürler.
• Çocukların gerçekte yaşadığı hayatla sizin onların yaşadığını
düşündüğünüz hayat aynı hayat değildir. Çünkü sizin beyninizin daha
gelişmiş olması, çocukların dünyaya kendilerine ait tek ve gelişen olayları,
düşünceleri yok demek değildir.Onları onurlandırın.
25. univerist.com
• Çocuklarınızın yaptıklarını üzerinize alınmayın. Bu, ana babaların
çocuklarına kızması için en yaygın nedendir. Sizin üzerinize bir şeyleri
yöneltmek istiyor gibi gözüktüklerinde tepkili olmak yerine sizinle iletişim
kurmak istediklerin farkına varmak için uğraşın.
• Onlar için hesap defteri tutmayın. Kısa süre önce yapılanları hatırlamanız
yeterlidir.Siz nasıl hiç hatasız değilseniz, onlarınkini de affedin.
26. univerist.com
• Kirlilik ve düzensizlik iyiliğin öğrenme merakının oluşması için uygun bir
zemindir. hangisi daha önemli? temiz bir oda mı yoksa çocuğunuzun
engellenmeyen merakıyla dünyayı keşfetmesi mi?
• Sizi hiç dinlemedikleri için üzülmeyin, sizi her zaman izlediklerinde üzülün.
“yaptığım yapma, söylediğimi yap” demek iki yüzlülüktür. çocuğunuzun
olmak.İsteyeceği gibi bir yetişkin olun.
27. univerist.com
• Onların size öğreteceği çok şey var, onlardan öğrenin. bazı zamanlar
bilgelikleri sizi şaşırtabilir.
• Onları çok sevin. çocuklarınızın kendi başına ayakları üzerinde duracağı
gün, zor olacaktır.Üzüntünüze boyun eğin ve onlar için en iyisini yapın.
• Son olarak, çocuğunuza nasıl bir anne baba olduğunuzu yada iyi mi kötü
mü yaptığınızı hiçbir zaman bilemezsiniz ve yaşadığınız sürece bunun için
endişelenirsiniz. Ama çocuklarınız çocuk sahibi olduğunda ve onların ne
yaptığını izlerseniz, cevabın bir kısmını alırsınız.
28. univerist.com
Çocuklara arkadaş edinme ve arkadaşlıkları sürdürebilme becerisi
Kazandırabilmede anne babalara öneriler;
• Çocuklarınızın arkadaşlıklarını önemseyin, onların ilişkilerine saygı
göstererek, arkadaşlık sürecinde yaşadıkları hakkında çocuklarınızla
konuşun.
• Çocuğunuzun kurduğu arkadaşlık hakkında endişeleriniz bile olsa kendi
yargılarınızla olumlu yada olumsuz, çocuğunuzu etkilememeniz önemlidir.
Böyle bir durumda çocuğun kendi arkadaşlığını kendisinin değerlendirerek
doğru ve yanlışı fark edebilmesi önemlidir. Çocuğunuzun arkadaşından
emin olmadığınız durumda bu çocuğu evinize davet ederek onu yakından
tanımaya gayret edin.
29. univerist.com
• Çocuğunuzun başkaları hakkındaki olumsuz düşüncelerine destek
vermekten kaçının. Çocuklarınızın kendi arkadaşlarını yine kendilerinin
seçmelerine fırsat verin.
• Çocuğunuzun kurduğu arkadaşlığın onun üzerinde olumsuz bir etki
yapacağına inanıyor ve çocuğunuzun zarar göreceğini düşünüyorsanız,
çocuğunuzla birlikte geçirdiğiniz özel zamanlarda bu konuyu onunla
konuşun
• Çocuğunuzun arkadaşlık sorunlarına müdahale edip, sorunlara kendiniz
çözüm getirmek yerine çocuğunuzun arkadaşlarıyla karşılaştığı sorunları
yine kendisinin çözmesine izin verin.
30. univerist.com
Anne baba çocuk ilişkisinde doğru mesajlar verebilme:
Yaşam boyu her davranışınız ve her sözünüzde etrafınızdaki insanlara farlı mesajlar
gönderdiniz. Örneğin; bir anne çocuğunun mutfaktan bir şey getirirken elindekini yere
düşürmesi karşısında,
“Baban gibi sakarsın, bir kerede şu işi tam yerine getir” diye seslenir.
Sizce benzeri bir durumda annenin çocuğuna gönderdiği mesajlar neler olabilir?
“Baban beceriksizin biridir.”
“Sen de baban gibi beceriksizsin”
“Hiçbir işi doğru yapamıyorsun.”
Benzer durumlarda mutlaka iş tamamlanır fakat ortada iletilen mesajlar kalır. Gönderilen
her olumsuz mesaj çocuğun kendine güveninden bir parça götürürken çocuğun gözünde
anne babanın itibarı biraz daha sarsılır.
31. univerist.com
Anne baba çocuk ilişkisinde doğru mesajlar verebilme:,
Mesajlar yalnızca sözlerde değil davranışlarda da gizlidir. Küçük oğlunuza bir bakışınız,
küçük bir gülümseme büyük kızınız tarafından fark edilecek ve işte o zaman mesaj
gidecektir. Şimdi olmaz kızım bunları sonra konuşuruz dediğiniz zamanlarda giden
mesajlar neler olabilir sizce?
İçinizden birkaç savunucu ses “ben çocuklarıma bağırmadan güzellikle de anlatıyorum
yada her zaman vurmuyorum” diye yükselebilir. Fakat ya davranışlarınızla giden
mesajlar. Örnek: sütü döken çocuğunuza bağırmadan “bırak tamam her yeri lekeledin
bana ver.” diye söylendiğiniz zamanlar
Şu sözlerin ne kadarı sizin için tanıdık?
*Canın senin dayak mı istiyor?
*Hiç senin gibi bir çocuk görmedim?
*Oğlum o da çocuk sen neden onun gibi olmuyorsun?
*Kör müsün?
*Sen ne laf anlamaz çocuksun?
*Sen beni öldüreceksin?
32. univerist.com
Anne baba çocuk ilişkisinde doğru mesajlar verebilme:
Bu sözler yerine şu sözleri çocuklarınıza ne kadar söylüyorsunuz?
*Bunu yapış tarzın çok hoşuma gitti.
*Bu berbat dağınıklığı toplaman beni sevindirdi.
*Öyle güzel gülüyorsun ki?
*Sen bu konuda ne düşünüyorsun?
*İyi ki benim oğlumsun
*Başkaları senin başarından söz ettiğinde seninle gurur duyuyorum.
*Seninle konuşmaktan zevk alıyorum.
Unutmayın ki, durumlara yaklaşım tarzımızı bizler seçeriz. kolasını döken
oğlunuza ne kadar sakar olduğunu da söyleyebilirsiniz veya ona yaptığı
kazanın sonucunu temizlemeyi de öğretebilirsiniz.
33. univerist.com
Yetişkinlerin çocuklara gönderdiği mesajların yanında bazen çocuklar da
yetişkinlere farklı mesajlar gönderir ve kendilerine ilişkin ipuçları sunarlar.
Örneğin, sabah okula gitmek istemeyen oğlunuzu dikkatle dinlediğinizde onun
yaşadığı yalnızlık duygusunu fark edebilirsiniz.Çocukların davranışları
yetişkinlere giden pek çok mesajla doludur. Önemli olan onları dikkatle
gözlemleyerek ve dinleyerek gönderdikleri mesajları doğru olarak
anlayabilmektedir.
Karşınızdaki insanlardan beklentilerinizi onları üzmeden, incitmeden,
suçlamadan, yalnız duygularınızı ve kendinizi anlatarak da konuşabilirsiniz.
“İşten yeni geldim gerçekten çok yorgunum birkaç saat dinlenmeme izin
verirseniz bir saat sonra dilerseniz sizinle santranç oynayabilirim?”
Biz bu tür konuşmalara “ben dili mesajları” diyoruz.
35. univerist.com
• ROSEN, R.H., (1998), İnsan Yönetimi, (Çev. Gündüz Bulut, Zülfü Dicleli),
MESS Yayınları: İstanbul
• SELÇUK, G., (2007), Takım Çalışmalarında Liderin Rolü (Küçükçekmece ve
Esenler İlçesi Devlet İlköğretim Okullarında Görevli Müdür Yardımcılarının
Takım Çalışmasında Liderin Rolüne İlişkin Algılarının İncelenmesi,
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Beykent Üniversitesi: İstanbul
• TEKİN, A., Liderlik ve Yöneticilik, (http://www.rekreasyon.org/liderlikve-
yoneticilik) (Erişim Tarihi: 11 Ekim 2012)
• WEISS, D.H., (1993), Başarılı Ekip Oluşturma, (Çev.Erhan Tuskan), İstanbul:
Rota Yayın Yapım Tanıtım
• YILMAZ, R.H., (2010), Takım Üyelerinin Güven Duygusu ve Verimlilikleri
Arasındaki İlişkiler, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Beykent Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü: İstanbul