SlideShare a Scribd company logo
1 of 79
ÖĞRENME KURAMLARI
Öğrenmenin sırrı, öğrenciye saygı duymaktır.
(Emerson)
Başlarken…
• Öğrenme kuramlarının her biri farklı bir
öğrenme türünü en iyi açıkladığından;
program geliştirme çalışmaları ve öğretim
süreci öğrenme türüne, öğrencilerin ve
öğrenilecek bilginin türüne göre farklı
kuramlardan yararlanılabilir.
Öğrenme Kuramı : Öğrenmenin hangi koşullarda
oluşacağını veya oluşmayacağını betimler ve açıklar.
Bir öğrenme kuramının genelde tüm organizmalarda,
tüm öğrenme birimlerinde, okul içinde ve dışındaki
tüm durumlarda nasıl oluştuğunu açıklaması beklenir.
Ancak tüm öğrenme durumlarını açıklayabilen bir
öğrenme kuramı henüz YOKTUR..
Etkili, verimli ve çekici öğretim
uygulamalarının temelinde çoğu zaman güçlü
bir öğrenme kuramı yer almaktadır.
ÖĞRENME,
Yaşantı ürünü değişmedir.
DEĞİŞEN NEDİR?
Cevap öğrenme kuramlarına göre değişir.
Davranışçı kuramlara göre, değişen davranıştır.
Öğrenme bireyin davranışlarındaki gözlemlenebilir bir
değişmedir. Sunulan uyarıcıya karşı öğrencinin istenen
tepkiyi göstermesi öğrenme olarak kabul edilir.
Uyarıcı; öğretimle sunulan içerik,
Tepki ise öğrencinin gösterdiği gözlemlenebilen
davranıştır.
1. Davranışçı Öğrenme Kuramları
Bu kurama göre öğrenmeyi açıklayan bütün
değişkenler ÇEVREDİR ve öğrenmeyi anlamak
için, çevrenin insan üzerindeki etkilerini bilmek
gerekir.
Öğrenme, yaşantı ürünü nispeten kalıcı izli
davranış değişmesidir.
Öğrenme, uyarıcı ve davranışlar arasında kurulan
bir ilişkidir.
DAVRANIŞ
Sonradan kazanılan davranışlar
(Öğrenme ürünü davranışlar)
Doğuştan gelen davranışlar Geçici davranışlar
İçgüdüsel davranışlar (Alkol, ilaç, hastalık vb.
Refleksif davranışlar etkisi ile oluşan davranışlar
İstendik davranışlar İstenmedik davranışlar
Planlı eğitim ürünü
Plansız eğitim ürünü
Olumsuz kültürel koşullar
Eğitimin hatalı yan
davranışlar
davranışlar
altında kazanılan davranışlar
ürünü olan davranışlar
1.a) Klasik Koşullanma
Pavlov
• Deneysel olarak ilk koşullanma türü olduğundan
klasik adını almıştır.
• Fizyoloji ve tıp eğitimi almış olan I.P. Pavlov’un
yaptığı çalışmalar sonucunda geliştirilmiştir.
• Pavlov, köpeklerde mide ve tükrük salgılarını
incelerken, köpeğin henüz eti görmeden deneyi
yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı
güçte salya salgıladığını fark ederek çalışmalarını
bu tepkiyi anlamak üzerine yoğunlaştırmıştır.
Klasik Koşullama-Süreç
KOŞULLAMADAN ÖNCE
Tepki yokKoşullu Uyarıcı
(Işık)
KOŞULLAMA SÜRECİNDE
KOŞULLAMADAN SONRA
Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı
(Et)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
Koşullu Uyarıcı
(Işık)
Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı
(Et)
Koşullu Uyarıcı
(Işık)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
Doğal Tepki
(Salya akıtma)
Klasik Koşullama- Temel İlkeler
Bitişiklik: Koşullama sürecinde, koşullu uyarıcı ve
koşulsuz uyarıcının art arda verilmesine denir.
Genel olarak koşullu uyarıcı ( zil) ile koşulsuz
uyarıcının (et) yarım saniye arayla verilmesi
halinde en etkili koşullamanın gerçekleştiği ileri
sürülmektedir.
Klasik Koşullama- Temel İlkeler
Habercilik: Koşullu uyarıcıdan sonra her zaman
koşulsuz uyarıcının gelmesi anlamındadır.
Koşullu uyarıcı (zil), koşulsuz uyarıcının
geleceğinin haber vermektedir.
• Rescorla, köpekler üzerinde yaptığı çalışmalar
sonucunda;
- Önce ses (koşullu uyarıcı), sonra elektrik şoku( koşulsuz
uyarıcı) verdiği köpeklerin olumlu habercilik ya da
ileriye koşullanmanın gerçekleştiğini,
- Önce elektrik şoku, ardından ses verildiğinde ise
olumsuz habercilik ya da geriye koşullanmanın
gerçekleştiğini belirtmiştir.
- Olumlu habercilikte koşullu uyarcı, koşulsuz uyarıcının
haberini verirken, olumsuz habercilikte ise koşullu
uyarıcı koşulsuz uyarıcının ortamdan çekildiğini haber
verir.
Klasik Koşullama- Temel İlkeler
Pekiştirme: Belirli bir uyarıcı karşısında yapılan
davranışın tekrarlanma olasılığının artırılmasıdır.
Davranışı pekiştirmede kullanılan uyarcı ise
pekiştireçtir.
Pavlov’un kullandığı koşulsuz uyarıcı olan et,
birincil pekiştireç; koşullu uyarıcı olan zil sesi ise
ikincil pekiştireç olarak tanımlanır.
Klasik Koşullama- Temel İlkeler
Sönme: Koşullu uyarıcı(zil), tek başına tepki
oluşturduktan sonra uzun süre koşulsuz uyarıcı (et)
olmadan tekrarlanırsa verilen tepkinin sayısının
giderek azaldığı ve yok olduğu görülür.
Sönmeden sonra deneye bir süre ara verilip yeniden
koşullu uyarıcı(zil) verildiğinde geçici olarak
tepkinin oluştuğu görülür.
Bu duruma kendiliğinden geri gelme denir.
Klasik Koşullama- Temel İlkeler
Genelleme - Ayırt Etme: Bir uyarıcıya tepki
vermeyi öğrenen organizma bunu benzer uyarıcılar
karşısında da göstererek genelleyebilir.
Ayırt etme ise belirli bir tepkiyi uyarcısını ayırt
ederek sergilemektir.
Ör: Oynarken salıncaktan düşen çocuk, başlangıçta
çocuk bahçesinden hatta çocuk bahçesine benzer
yerlerden korkabilir. Zamanla hangi uyarıcının
koşullu uyarıcı olduğunu ayırt eden çocuk, çocuk
bahçelerinden korkmamaya başlar.
• Okul : Nötr uyarıcı (Başlangıçta)
Sevecen öğretmen: mutluluk
(koşullu uyarıcı) ( koşullu tepki)
Okul+sevecen öğretmen: mutluluk
(koşullu uyarıcılar) (koşullu tepki)
Okul : mutluluk
(koşullu uyarıcı) (koşullu tepki)
1.b) Edimsel Koşullama
(Skinner)
Klasik koşullamadaki tepkisel davranışın tersine, edimsel
davranış insanın çevresindeki olaylara verdiği duygusal
tepkiler değildir.
Edimsel davranışta, birey ihtiyacını karşılamak için
çevredeki olanakları kullanır. (Bisiklete binme, tiyatroya gitme,
resim yapma, arkadaşını ziyaret etme vb edimsel davranış
örnekleridir.)
Klasik koşullanma otonom sinir sistemi tarafından yönetilen
davranışlarla; edimsel koşullanma istemli kaslarla yapılan
bilinçli ve istekli davranışlarla ilgilidir.
Edimsel Koşullama-Süreç
Edim (Operant) Tepki Davranış
Ödül
Ceza
Organizmanın gelişi
güzel, hangi
uyarıcıya dönük
olduğunu
belirleyemediğimiz
tepkisi
Edimsel Koşullama-Temel İlkeler
Etki Yasası
Davranışlar sonuçlarından etkilenir.
Olumlu Pekiştirme (Olumlu davranış-Olumlu uyarıcı)
Olumsuz Pekiştirme (Olumsuz durumu ortadan kaldıran
davranış-Olumlu uyarıcı)
Ceza 1. Tip (Olumsuz davranış-Olumsuz uyarıcı)
2. Tip (Olumsuz davranış-Olumlu uyarıcının
ortamdan çekilmesi)
Edimsel Koşullama-Temel İlkeler
Klasik koşullanmadaki ilkeler burada da geçerli
olmakla beraber farklı olarak şu iki ilkeden
bahsedilebilir.
a)Pekiştirici uyarıcıyla izlenen davranışlar
tekrarlanma eğilimindedir.
b) Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışın
meydana gelme oranını ya da sıklığını artırır.
Edimsel Koşullanmanın Eğitim Ortamına İlişkin
Doğurguları
Doğru bir öğretim yapmak için öğrencinin ne düşündüğü değil ne yaptığı
ile ilgilenmek gerekir.
Pekiştireçlerin bireyin özelliklerine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bir
uyarıcı her öğrenci için pekiştireç olmayabilir.
Öğrencilere uygun pekiştireç seçmek için, en sevdikleri nesneleri,
etkinlikleri yazmaları istenebilir ya da gözlem yaparak belirlenebilir.
Yeni bir davranış hızlı bir biçimde kazandırılacaksa, sürekli pekiştirme
kullanılmalıdır.
Farklı pekiştirme tarifeleri kullanmak, davranışın daha
uzun süre devam etmesini sağlamaktadır.
Dönüt ve düzeltme etkinlikleri uygulanarak öğrencilerin
kendi davranışları hakkında bilgi sahibi olması
sağlanmalıdır.
Ceza yerine olumsuz pekiştirecin kullanılması tercih
edilmelidir.
Öğrencilerin bireysel özelliklerine değil, davranışlarına
odaklanarak, öğrenciyi küçük düşürmeden davranışın
neden yapılmaması gerektiği açıklanmalıdır.
Edimsel koşullama, matematik gibi aşamalılık ilişkisi güçlü
alanlardaki öğrenmelerle, beceri öğretiminde, davranışların
biçimlendirilmesinde ve sınıf disiplinin sağlanmasında daha
etkili olurken; diğer alanlarda etkili olamamaktadır.
Edimsel koşullamaya dayalı iki teknik:
Kademeli yaklaşım yoluyla şekillendirme ve programlı
öğretimdir.
Sosyal Öğrenme Kuramı
(Bandura)
Sosyal öğrenme, başkalarını gözlemleyerek
çevreden öğrenme olarak tanımlanabilir. İnsanlar
sadece kendi deneyimlerinden öğrenmezler,
başkalarının yaptıklarını gözlemleyerek de öğrenirler.
Bu şekilde öğrenmeye ‘model alma’ ya da ‘gözlem
yoluyla’ öğrenme denilmektedir.
Sosyal Öğrenme Kuramı
Sosyal öğrenme kuramı öğrenmeyi, uyarıcı olaylar ve insanların
bu olaylara verdiği tepkiler ya da bu tepkilerin gözlenmesi
sonucunda oluşan düşünce ve zihinsel süreçlerle açıklamaktadır.
Model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel
özellikler:
*Yaş *Karakter *Statü
*Cinsiyet *Benzerlik
Gözlem Yoluyla Öğrenme-Süreçler
Dikkat Süreci
Hatırda Tutma Süreci
Davranışı Meydana Getirme Süreci
Güdülenme Süreci
Dikkat Etme Süreci
Gözlemcinin duyu organlarının yeterliliği
Gözlemlenecek etkinliklerin gözlemcinin amacına uygun
olması
Gözlemcinin geçmişte aldığı pekiştirmeler
Modelin önemli sonuçlar doğuran etkinlikleri
Model alınan etkinliklerin basit, yalın, açık ve çarpıcı
olması
Modelin yaş, cinsiyet, saygınlık, statü, çekicilik, güç, ün
vb. özellikleri
Hatırda Tutma Süreci
Gözlem yoluyla öğrenilen bilgiden yararlanabilmek için,
gözlemcinin modelin davranışlarını hatırlaması
gerekmektedir. Bu nedenle gözlenen bilgi, sembolleştirilip
kodlanmakta ve bellekte saklanmaktadır.
Sembolleştirme bilginin zihinsel resimlere,
imgelere dönüştürülmesi yoluyla
sözel sembollere dönüştürülmesi
yoluyla
Davranışı Meydana Getirme Süreci
Bireyin fiziksel ve psiko-motor özelliklerinin uygun olması.
İstek ve öz yeterlik inancı
Davranışın zihinsel olarak tekrarı (Kendine dönüt verme
ve düzeltme)
Güdülenme Süreci
Bireyler yeni davranışları gözlem yoluyla kazanabilirler ancak onu
yapmaya güdüleninceye ya da ihtiyaç duyuncaya kadar performans
olarak göstermezler.
Güdülenme süreci öğrenilenlerin performansa dönüştürülmesini
sağlayan bir süreçtir.
Pekiştirmenin işlevi Pekiştirilme beklentisi
(Dolaylı) Performans için güdüleyici
İçsel Pekiştirme
Sosyal Öğrenme Kuramı-Temel İlkeler
1. Karşılıklı Belirleyicilik
2. Sembolleştirme Kapasitesi
3. Öngörü Kapasitesi
4. Dolaylı Öğrenme Kapasitesi
5. Kendini Düzenleme Kapasitesi
6. Kendini Yargılama Kapasitesi
Karşılıklı Belirleyicilik
Birey
Davranış Çevre
Kazanılan her davranış çevrenin daha fazla kontrol edilmesini
sağlar.
Pekiştirecin geleceğine olan inanç davranışın oluşumunu etkiler.
Rahatsız edici (örneğin gürültülü) bir çevre bireyi bu durumdan
kurtulabileceği davranışlar geliştirmeye zorlar.
Sembolleştirme Kapasitesi
İnsanlar dünyanın kendisinden çok bilişsel
temsilcileriyle etkileşimde bulunurlar. Bu insanın
yaşantılarını sembolik olarak kodlayıp, biriktirebildiği
anlamına gelir. Bu bilişsel temsilciler, sonraki
davranışları etkiler ya da onlara neden olabilir.
Öngörü Kapasitesi
Düşünme etkinlikten önce gelir ve böylece insanlar
geleceği tahmin edebilir ve gelecek için planlar
yapabilirler.
Dolaylı Öğrenme Kapasitesi
İnsanlar kendi yaptıkları kadar başkalarının
deneyimlerinden de öğrenirler.
Kendini Düzenleme (Öz Düzenleme) Kapasitesi
İnsanlar kendi içsel standartlarına ve kendi
güdülenmelerine dayalı olarak kendi yaptıklarını
kontrol edebilirler.
Kendini Yargılama (Öz Yargılama) Kapasitesi
İnsanlar kendi yeterlilik ya da yetenekleri konusunda
yargıda bulunabilirler. Bu yargıya öz yeterlik denir. Öz
yeterlik algısı gerçeği yansıtmayabilir ama bireyin
davranışlarını düzenlemede etkilidir.
Öz yeterlik inancı
Bireyin bir şeyi başarıp başaramayacağına dair inancıdır.
Öz yeterlik inancı yüksekse başarılı olma inancı da yükselir.
 “Yapamayacağım” derseniz “yapamayacağınız” kesindir.
Sosyal Öğrenme Kuramının Eğitime İlişkin Doğurguları
Gözlemciler yüksek statülü, yeterli ve kendilerine benzer
modellerin davranışlarını taklit etmeye eğilimlidir.
Okul öncesi dönemde anne-babalar ve öğretmenler en çok
model alınan kişilerdir.
Modelin yeterli olması, gözlemcinin dikkatini etkilediği için
öğretmenlerin alanda yeterli olması gerekmektedir.
Öğretmen dersin başında ilginç bir olay, anı ya da fıkra ile
öğrencilerin dikkatini çekebilir. Model alınacak davranışlar
öğrencinin yaşına, ilgilerine, bilişsel ve fiziksel kapasitesine
uygun olmalıdır.
Okullarda sözel semboller ağırlıklı olduğu için, öğretmenler
öğrencilerin sözel yeteneklerini, anlama ve kullanma becerilerini
geliştirmelidir. Ancak bazı öğrenciler şema ya da grafiklerle daha
kolay hatırlar. Öğretmen birden fazla duyu organına hitap eden
araç- gereç ve yöntemler kullanmalıdır.
Öğretmen olumlu davranışları yapan öğrencilere ödül vererek
olumlu davranışları yapmaları için diğer öğrencileri güdüleyebilir.
Öğretmen öğrencilerin öz yeterlik algısını yükseltmek için
öğrencilerin bireysel gereksinimlerini dikkate almalı, işbirliğine dayalı
öğrenme yaklaşımlarını kullanmalı, farklı öğrenme etkinlikleri
kullanmalı ve çocukları birbirleri ile karşılaştırmamalıdır.
Bilişsel Kuramlar
Biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları
anlamaya yönelik yaptığı işlemlerin tümüdür.
Öğrenme, bu işlemlerin sonucunda gerçekleşir ve
zihinsel performans ya da özelliklerimizdeki
değişmedir.
Bilişsel Kuramlarına Göre Öğrenen,
1. Dış uyarıcıların pasif bir alıcısı değil, onların özümleyicisi ve
davranışların aktif oluşturucusudur.
2. Öğrenen kendi öğrenmesinin sorumluluğunu taşır ve
verileni olduğu gibi almaz, verilenin taşıdığı anlamı keşfeder.
3. Öğrenen, verilen bilgiler arasından, uygun olanını seçer ve
işler.
ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
a) İç faktörler: Öğrencinin kendi yaşantısıyla, ne
düşündüğü, nasıl baktığı, öğrenme stilleri, zihinsel
potansiyeli, yaratıcılığı kendine dönük düşünceleri vb.
ile ilgidir.
b) Dış faktörler: Öğretmenle, sınıfın fiziksel düzeni ve
öğretim yöntemleri vb. ile ilgilidir.
Öğrenenle ilgili faktörler
Olgunlaşma Fizyolojik durum Yaş Yetenek
Algı Motivasyon İlgi İhtiyaç Kalıtım
Türe Özgü hazır oluş: Öğrenen, ilgili davranışı gösterecek bir türden olmalıdır. “Kuş
uçar, ama insan uçamaz”. Bir organizmaya genetik donanımının elverdiği davranışlar
öğretilebilir.
Güdü:Öğrenmek istemeyen öğrenciye ne kadar uğraşırsanız uğraşın öğretebileceğiniz
şeyler sınırlıdır.
Merak
Soru işaretleridir.
Eksik kalan şeyi tamamlamaktır.
Birey merakı olduğu için ilgi duyar.
 Amaç: Bireyin ulaşmak istediği yerdir, istekleridir, ihtiyaçlarıdır.
Ön öğrenmeler ve geçmiş yaşantılar:
•Önbilgiler ve geçmiş yaşantılar, öğrenmeyi destekleyici ya da
engelleyici etkide bulunabilir.
•Etkili öğrenme için öğrencilerin önbilgileri açığa çıkarılmalıdır.
•Yeni bilgi ile önbilgiler arasında ilişki kurulmalıdır.
•Önceki bilgi yeni bilginin öğrenilmesini kolaylaştırıyorsa olumlu
aktarmadır. (Fransızca’yı bilmek, İngilizce öğrenmeyi
kolaylaştırabilir.)
•Önceki bilgi yeni bilginin öğrenilmesini zorlaştırıyorsa olumsuz
aktarmadır.(İngilizce’de bir kelimenin okunuşunu önceden
yanlış öğrenmek, doğrusunu söylemeyi zorlaştırır.)
Dikkat: Psikolojik enerjinin bir uyarıcı üzerinde
yoğunlaşmasıdır.
Temel ihtiyaçlar ilgiyi, ilgide dikkati belirler.
Dikkat, bireyin neyi algıladığı açısından önemlidir.
Zeka
Yeni durumlara çabuk uyum sağlama,
Hızlı problem çözebilme,
Hızlı bağlantılar kurabilme,
Sorunlarla baş edebilme gücüdür.
Gestalt Öğrenme Kuramı
Gestaltçılar organizmanın, dışardan gelen duyumlara
kendisinden bir şeyler kattığını yaşantıyı yeniden
örgütlediğini belirtmektedir. Dünyayı bütün olarak algılarız,
uyarıcıları birbirinden bağımsız parçalar olarak değil, anlamlı
bütünler biçiminde görürüz.
Gestaltçılara göre, bütün parçaların toplamından daha
fazladır ve birey, bütünü parçalara ayrıştırarak değil,
bütünlük içerisinde algılar.
Algılama ve Algılama Yasaları
Şekil-Zemin İlişkisi
Yakınlık Yasası
Benzerlik Yasası
Tamamlama Yasası
Devamlılık Yasası
Algılama ve Algılama Yasaları
Şekil-Zemin İlişkisi
Bütün algılamalarda bir şekil
ve bir zemin vardır. Şekil,
bize yakın olandır ve arka
yüzeyi oluşturan zemin
içinde anlam kazanır. Şekil
daha etkileyici bir izlenim
yapar ve daha iyi hatırlanır.
Algılama ve Algılama Yasaları
Yakınlık Yasası
Birbirine yakın olan nesneler
grup olarak algılanır.
2 3 4 5 6 7 8
234 56 78
23 45 678
234 567 8
Şim dibucüm leyiok
uman ızz orla şacak.
Algılama ve Algılama Yasaları
Benzerlik Yasası
Birbirine benzer birimler bir
algısal bütünlük kazanır ve
gruplamayı sağlar.
v
v
v
v
v
v
Algılama ve Algılama Yasaları
Tamamlama Yasası
Bir nesnenin tümü görülmese de
algılama tam olur. Bize gelen
bölük pörçük duyuları biz
tamamlarız.
Algılama ve Algılama Yasaları
Devamlılık Yasası
Algısal alanımızda bulunan
ve aynı yönde giden
birimler birbiriyle ilişkili
görünür.
Gestalt Kuramının Eğitim Ortamında Kullanılması
Öğretmen dönem başında bütün dersin ana hatlarını
göstermeli, daha sonra ayrıntıya inmelidir.
Öğretim, öğrencilerin içgörü geliştirmelerini ve
öğrenmeye etkin katılımlarını sağlayıcı biçimde
düzenlenmelidir.
Bilgiyi öğrenciye sunmak yerine, tartışmalar yoluyla
kendi keşiflerini yapmalarına olanak verilmelidir.
Rahatsız edici, çelişkili veriler sunma ve öğrencilerin
yanlış yapmasına izin verme, öğrenci ilgisini ve
merakını güdüleyerek, keşif sürecini başlatabilir.
Bilişsel Süreçler
Dikkat: Duyusal kayıta gelen tüm uyarıcılardan yalnızca dikkat
edilenler kısa süreli belleğe geçer.Birey tüm uyaranları
kaydedemez ve bazılarına odaklanır.
Bu aşamada üç temel işlem yapılır:
1.Önemli bilgiye karar verilir.
2. Önemli bilgi üzerinde odaklanılır.
3. Odaklanan bilgi,işleme alınır.
Öğrencilerin dikkatini çekmek için şunlar yapılabilir:
Görsel,işitsel ve dokunsal uyarıcılar kullanılmalıdır.
Sınıfta değişiklik yapılabilir, derse farklı başlanabilir, v.b.
Sonucu belli olmayan ilginç durumlar sunularak,öğrenciler
şaşırtılabilir.
Algılama
Duyumların anlamlı hale getirilmesidir.
Birey duyusal bellekten gelen uyarıcıların bazılarına dikkat ettikten
sonra, bunları tanımaya ve yorumlamaya çalışır.
Yorumlama süreci bireyin önbilgilerinden ve yaşantılarından etkilenir.
Önceden oluşturulan şemalar yeni gelen bilginin algılanmasını etkiler.
Örtük ve Açık Tekrar
Bilginin zihinsel ya da sesli biçimde tekrar edilme sürecidir.
Tekrar bilginin kısa süreli bellekte tutulma sürecini artırmaktadır.
Bazı tür bilgiler yeteri kadar tekrar edildiğinde uzun süreli belleğe
aktarılabilir.
(Anlamlı) Kodlama
KSB`teki bilginin USB′teki bilgi ile ilişkilendirilerek,USB′e
transfer edilmesi sürecidir.
Kodlamada, yeni gelen bilgiyi varolan bilgilerle tamamlama,
anlamlandırma ve örgütleme söz konusudur.
Anlamlı kodlama hatırlamayı kolaylaştırmakta ve bilginin
kalıcılığını artırmaktadır.
Bilgiyi Geri Getirme (Hatırlama)
Uzun süreli bellekte depolanan bilgiler kullanılmak üzere kısa
süreli belleğe getirilir yani bilgi hatırlanır.
Geriye getirme, bilginin USB`den bulunarak açığa çıkarılması
sürecidir.
 Bilginin KSB`e geri getirilebilmesi için anlamlı bir biçimde
kodlanarak depolanması gerekir.
Unutma ve Uzun Süreli Bellek
Duyusal kayıttan ve KSB`ten atılan bilgi
kaybolur,unutulur ve hiçbir çaba bu bilgiyi geri
getiremez.
USB`deki bilgi, uygun ipuçları ile geri gelir.
Duyusal
Kayıt
Kısa Süreli
Bellek
Uzun Süreli
Bellek
1. Anısal
2. Anlamsal
3. İşlemsel
Dikkat
Algı (Seçici)
Anlamlı
Kodlama
DAVRANIŞ
Hatırlama
Bilginin Alınması, İşlenmesi ve Anlamın
Oluşturulması (Öğrenme) Süreci
Bilgiyi İşleme Kuramı ve Ders Tasarımı
İlkeleri
Dikkati Çekme
Hedeften Haberdar Etme ve Güdüleme
Ön Öğrenmeleri Hatırlatma
Uyarıcı Materyalleri Sunma
Öğrenciye Rehberlik Etme
Davranışı Ortaya Çıkarma
Dönüt Düzeltme Verme
Değerlendirme
Öğrenilenleri Transfer Etme
Duyusal Bellek
Alıcılara gelen bilgiyi kullanır.
Görsel bilgi
İşitsel Bilgi
Ayrı Süreçler
Çalışan (Kısa Süreli) Bellek
Dikkatin yöneldiği bilgiyi kullanır. Bir defada en fazla 7 ± 2 (5-9)
birimlik bilgiyi işleyebilir.
Uzun Süreli Bellek
Nisbeten değişmez hiyerarşik bir ağ (şema) biçimde depolanan tüm bilgi ve
becerileri kullanır. Kapasitesi sınırsızdır.
http://education.arts.unsw.edu.au/CLT_NET_Aug_97.HTML
İkili Kodlama Kuramı
(Dual Codıng Theory)
Kodlamada iki bilişsel sistem
rol oynar. Bunlardan biri
sözsüz nesne ve olaylarla diğeri
ise dil ile ilgilidir.
Başka bir ifadeyle bellekte iki yeniden sunum
sistemi vardır (sözlü ve resimli).
Birey, konuyla ilgili hem sözlü ve hem de resimli
bilgi içeren öğrenme materyallerinden, yalnızca
sözlü ve yalnızca resimli bilgi içeren materyallere
göre daha iyi öğrenmektedir.
Ayrıca resimle ilgili kanal aracılığıyla sunulan
içerik, sözlü kanal aracılığıyla sunulan içeriğe
göre daha fazla dikkat çekmekte ve daha iyi
hatırlanmaktadır.
Sunulacak içerikte resim varsa, öğrenen bu bilgiyi hem
sözlü hem de görsel izi kullanarak uzun süreli belleğe
kodlayabilir.
Bu kodlama işlemi bellekten tekrar çağırma olasılığını
arttırır, çünkü görsel ya da sözlü izden biri kaybolursa
bir diğeri rahatlıkla kullanılabilir.
Sözlü ifadenin
sunumu
Görsel ifadenin
sunumu
Kısa Süreli Bellek
Sözlü ifadenin
zihinde yeniden
sunumu
Görsel ifadenin
zihinde yeniden
sunumu
3
2
1
Uzun süreli bellek
4
Öğrenme
Sözlü anlatımla
Yazılı metinle
Animasyonlarla
ÖZETLE
Anlamlı Öğrenme Kuramı (David AUSUBEL)
Temel Varsayımları
Öncelikle bir konu alanındaki en genel görüşler sunulmalıdır.
Bunları aşamalı bir şekilde farklılaşarak terimler ve ayrıntılar
izlemelidir.
Öğrenmeyi etkileyen en temel faktör, öğrencinin halihazırda
bildikleridir.
Yeni materyaller, öğrencinin mevcut bilişsel yapısında varolan
görüşlerle ilişkili olmalıdır. yeni görüşlerle önceki bilgiler
arasındaki ilişkiler dikkatli bir biçimde kurulmalı, karşılaştırmalar
yapılmalıdır.
Ön örgütleyiciler bu noktada bize yardımcı olabilir.
Sarmal (Spiral) Öğrenme Kuramı (Jerome BRUNER)
Öğrenme, öğrencilerin yeni bilgilerini önceki bilgileri üzerine
temellendirdikleri aktif bir süreçtir.
Öğretim öğrenenin ilkeleri keşfetmesine dönük olmalıdır.
Öğreten ve öğrenen aktif bir diyalog içinde olmalıdır.
Program, sarmal bir tarzda düzenlenmelidir ki öğrenen öğrendiklerini
üzerine inşa edebileceği bir yapıya sahip olsun.
Öğretenin görevi, öğrencinin öğrenmelerini uygun bir formata
dönüştürmesine yardımcı olmaktır.
Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı
Temel Sorular
“bilgi nedir?”
“öğrenme nedir?”
“öğretme nedir?”
“nesnellik mümkün müdür?”
“dışarıdan alınan bilgiler zihnimize nasıl yerleşir?”
“bu bilgileri zihnimizde nasıl işler ve kendimize mal
ederiz?”
“önceki bilgilerimizle çelişen yeni bilgiler zihnimizde
yapılanırken ne gibi değişiklikler olur?”
Yapılandımacı Öğrenme Kuramı
Bilgi nesnel değil özneldir.
Öğrenme bireyin konuyu nasıl algıladığı ile ilgilidir.
Öğrenmede bireyin ön bilgileri, kişisel özellikleri, öğrenme ortamı
önemlidir.
Öğrencinin sınıf içinde ya da dışında aktif katılımı gerekir.
Öğrenme sürecinde öğrenci sorumluluk alır ve karar verme sürecinde
etkindir.
Bilgi edinme bir sonuç değil, yeni bilginin oluşması için bir kaynaktır.
Öğretmen-bilgi-öğrenci üçgeninde, öğretmen bilgi ile öğrenci arasında
bir arabulucudur.
Yapılandımacı Öğrenme Kuramı
Öğretmen var olan düzey ile ulaşılması gereken düzey arasındaki süreci
yapılandırır.
Tüm öğrenmeler bir keşiftir.
Bu nedir?
Nasıl olmaktadır?
Niçin olmaktadır?
Değişirse neler olur?
Verilen olgulara benzer bilgilerim nelerdir?
Onlar bana ne derece yardımcı olur?
Verileri anlamak ve çözüm üretebilmek için nasıl bir yaklaşım faydalı
olur? gibi sorgulama biçimleri öğrenciye kazandırılmaya çalışılır.
-Özümleme: Yeni bilgi önceki bilgilerle çelişmiyorsa birey yeni bilgiyi kolayca
kabullenebilir.
-Yerleştirme: Yeni bilgi önceki bilgilerle çelişiyorsa öğrencinin kafası karışır.
Dengesizliği ortadan kaldırmak için zihin yeniden yapılanmaya girer.
Bu yapılanma üç şekilde gerçekleşir:
1-Birey yeni kazandığı deneyimi göz ardı eder.
2-Birey yeni kazandığı deneyimi zihninde kendine uygun
tarzda değiştirerek kabullenir.
3-Birey düşünme tarzını yeni kazandığı deneyimi kabullenecek
şekilde değiştirir.
Amaçlanan öğrenmenin üçüncü durumda gerçekleşmesi beklenir.
Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına Göre Öğrenme Süreci
-Zihinde Yapılanma (Zihinsel Denge): Yeni bilginin yerleşmesinden
sonra zihin yeniden yapılanır. Buna kendi kendine ayarlama denir.
-Sürekli Özümleme: Dışarıdan sürekli bilgi alındığı için özümleme ve
kendi kendine ayarlama hayat boyu devam eder.
-Yaratıcılık (Kendi kendine sorular üretme): Birey zihninde çeşitli
sorular üretip bu sorulara cevap bularak yeni bilgiler kazanabilir.
Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına Göre Öğrenme Süreci
Bu kuram’a göre,
etkili bir öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenme süreci;
Merak uyandırma ve planlama
Araştırma ve keşfetme
Çözümleme ve derinleştirme
Paylaşma ve yaşantıya uygulama basamaklarını içermelidir.
Merak Uyandırma ve Planlama
Öğretmen merak uyandırmak için gerçek yaşamdan, ve öğrencilerin ön
bilgisiyle çelişen sorular sormalıdır.
Sorular yeni kavram hakkında ne bildiklerini, ne düşündüklerini açığa
çıkarmak için sorulur. Öğrenciler konu üzerinde düşünmeye başlar,
kendi sorularını oluştururlar
“Nasıl oldu, niye böyle, neler biliyorum? gibi soruların yanıtlarını
araştırmak üzere öğretmen ve öğrenci birlikte plan yapar.
Araştırma ve Keşfetme
Öğrenciler birlikte çalışarak farklı bilgi kaynaklarını kullanır ve
araştırırlar
Çeşitli etkinlikler yaparlar
Etkinlik içinde özgürce düşünür ve kestirimlerde bulunurlar.
Öğretmen en az yardımla öğrencilerini birlikte çalışmaya özendirir.
Onları gözler ve dinler, derin düşünmelerini sağlayacak sorular sorar.
Çözümleme ve Derinleştirme
Öğrenciler öğretmenlerinin rehberliğinde grup tartışmalarıyla
kavramların açıklamalarını ve tanımlarını yapmaya çalışırlar.
Öğretmen, öğrencilerin daha önceki deneyimlerinden açıklama ve
analiz yapmalarına yardımcı olur.
Bunun için öğrencilere yeni sorular yöneltir.
Öğrenciler öğrendikleri kavramları yeni olaylara uygularlar.
Paylaşma ve Yaşantıya Uygulama
Öğretmen, gruplar arasında bilgi paylaşımının yapılmasını sağlar,
öğrencilerini inceler
Artık öğrenci yapılandırdığı yeni bilgilerini günlük yaşamda
kullanabilir.
Öğrenilecek materyal gerçekçi olmalı ve öğrenci için anlam
taşımalıdır.
Öğretim etkinlikleri, aktif öğrenmeyi destekleyen gerçekçi
etkinlikler çerçevesinde yürütülmelidir.
Bu etkinliklerde bilişsel üst düzey becerileri kullanılmalıdır.
Etkinlikler, paylaşımcı ve işbirliğine dayalı çalışma ortamlarında
yürütülmelidir.
Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
Öğrenci zihinsel çaba göstererek, araştırma yaparak, gerçekleri
sorgulayarak sınıfta sürekli etkin haldedir.
Öğrenci ve öğretmen konuya bütünsel bakar ve mutlak doğrularla
değil, ortamın ve kültürün gerekliliklerini göz önünde bulundurarak
esnek yargılar üretir.
Öğrencinin rolü bilgiyi olduğu gibi almak değil, üretmek ya da
araştırmaktır.
Öğretmen bireye bilgiye ulaşmasında kaynak sağlayan, rehberlik
eden, öğrenciyle birlikte öğrenci olan ve araştırandır.
Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
Öğretmenlerin, öğrenilecek şey üzerinde kontrolleri olsa da,
öğrencinin öğrendiği şey üzerinde kontrolleri çok azdır.
Değerlendirmede geleneksel kağıt kalem testleri kullanılabilir, ancak
başka araç ve yöntemlerle desteklenmesi gerekmektedir.
Değerlendirme, program ve öğretimden ayrı olarak ele
alınmamalıdır.
Öğrencilerin katıldıkları öğrenme görevlerine ilişkin dökümanlar ve
gözlemler değerlendirmede önemli yer tutmaktadır.
Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
Çalışma yaprakları, proje çalışmaları, sunular, performans sınavları,
değişik biçimlerde kısa cevaplı sorular değerlendirmede
kullanılabilir.
Öğrenci gelişimini yansıtan öğrenci dosyaları da (portfolyo)
kullanılmalıdır.
Değerlendirme sistemi öğrencinin öğrendiğini çoklu biçimlerde
yansıtmasına izin vermelidir. Ayrıca öğretmen değerlendirme
sonuçlarını, öğretime rehberlik etmesi için kullanmalıdır. Eğitimci
“öğrencinin gelişmesi için ne yapmalıyım” sorusunu sormalı, bir
sonraki öğrenme ortamını bu yanıta göre düzenlemelidir.
Yapılandırmacı Öğrenmede Değerlendirme

More Related Content

What's hot

öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
derslopedi
 
Kişilik Kuramları
Kişilik KuramlarıKişilik Kuramları
Kişilik Kuramları
Mehmet KUZU
 
Davranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıMDavranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıM
Laikaa
 
Program GelişTirme
Program GelişTirmeProgram GelişTirme
Program GelişTirme
derslopedi
 
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
ensary1
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenme
ofoozer
 
Benlik ve Kişilik
Benlik ve KişilikBenlik ve Kişilik
Benlik ve Kişilik
Ecem Karslı
 
Tüketici Davranışı
Tüketici DavranışıTüketici Davranışı
Tüketici Davranışı
Ufuk
 

What's hot (20)

Sosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramlarıSosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramları
 
Sosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramlarıSosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramları
 
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular ListesiöğRenme Psikolojisi Konular Listesi
öğRenme Psikolojisi Konular Listesi
 
Kişilik Kuramları
Kişilik KuramlarıKişilik Kuramları
Kişilik Kuramları
 
Pavlov ve Thorndike Sunumu
Pavlov ve Thorndike Sunumu Pavlov ve Thorndike Sunumu
Pavlov ve Thorndike Sunumu
 
Davranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıMDavranışçı YaklaşıM
Davranışçı YaklaşıM
 
Sınıf yönetimi
Sınıf yönetimi   Sınıf yönetimi
Sınıf yönetimi
 
Tüketici davranış modelleri
Tüketici davranış modelleriTüketici davranış modelleri
Tüketici davranış modelleri
 
Klasik Koşullanma (Classical Conditioning)
Klasik Koşullanma (Classical Conditioning) Klasik Koşullanma (Classical Conditioning)
Klasik Koşullanma (Classical Conditioning)
 
Modern teori-sistem yaklaşımı (ferdi güvenir)
 Modern teori-sistem yaklaşımı (ferdi güvenir) Modern teori-sistem yaklaşımı (ferdi güvenir)
Modern teori-sistem yaklaşımı (ferdi güvenir)
 
Gözlem formu 1
Gözlem formu 1Gözlem formu 1
Gözlem formu 1
 
Program GelişTirme
Program GelişTirmeProgram GelişTirme
Program GelişTirme
 
Kuramlari www.kpss10.com
Kuramlari www.kpss10.comKuramlari www.kpss10.com
Kuramlari www.kpss10.com
 
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
Yapisalci öğrenme kurami enes türk o.
 
Vygotsky sosyal gelişim kuramı
Vygotsky sosyal gelişim kuramıVygotsky sosyal gelişim kuramı
Vygotsky sosyal gelişim kuramı
 
Beyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenmeBeyin temelli öğrenme
Beyin temelli öğrenme
 
Benlik ve Kişilik
Benlik ve KişilikBenlik ve Kişilik
Benlik ve Kişilik
 
Sosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramlarıSosyal öğrenme kuramları
Sosyal öğrenme kuramları
 
Tüketici Davranışı
Tüketici DavranışıTüketici Davranışı
Tüketici Davranışı
 
Skinner - Edimsel Koşullanma
Skinner - Edimsel KoşullanmaSkinner - Edimsel Koşullanma
Skinner - Edimsel Koşullanma
 

Viewers also liked (9)

Bilissel Duyussal Ogrenme Kuramlari
Bilissel Duyussal Ogrenme KuramlariBilissel Duyussal Ogrenme Kuramlari
Bilissel Duyussal Ogrenme Kuramlari
 
Mayer'in Çoklu Ortamla Bilişsel Öğrenme Kuramı
Mayer'in Çoklu Ortamla Bilişsel Öğrenme KuramıMayer'in Çoklu Ortamla Bilişsel Öğrenme Kuramı
Mayer'in Çoklu Ortamla Bilişsel Öğrenme Kuramı
 
Www.Kpss10.Com Davranış
Www.Kpss10.Com DavranışWww.Kpss10.Com Davranış
Www.Kpss10.Com Davranış
 
Etkili iletişim
Etkili iletişimEtkili iletişim
Etkili iletişim
 
Sosyal Ogrenme Kurami
Sosyal Ogrenme KuramiSosyal Ogrenme Kurami
Sosyal Ogrenme Kurami
 
Kriz yönetimi
Kriz yönetimiKriz yönetimi
Kriz yönetimi
 
Leadership
LeadershipLeadership
Leadership
 
Kriz yönetimi
Kriz yönetimiKriz yönetimi
Kriz yönetimi
 
Liderlik
LiderlikLiderlik
Liderlik
 

Similar to öğrenme kuramları

EğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri HepsiEğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri Hepsi
derslopedi
 
öğRenme Psikolojisi1
öğRenme Psikolojisi1öğRenme Psikolojisi1
öğRenme Psikolojisi1
derslopedi
 
Ogrenmepsikolojisi
OgrenmepsikolojisiOgrenmepsikolojisi
Ogrenmepsikolojisi
rpolyanna
 
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumruEdimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
SIDIKAVATAN
 
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma   sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumruEdimsel KoşUllanma   sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
SIDIKAVATAN
 
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
meslegim
 
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmazDavranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
ensary1
 
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
Ali Sarıoğlu
 
2 edi̇msel koşullanma-1
2  edi̇msel koşullanma-12  edi̇msel koşullanma-1
2 edi̇msel koşullanma-1
ummagan
 

Similar to öğrenme kuramları (20)

Kuramsal02guthrie
Kuramsal02guthrieKuramsal02guthrie
Kuramsal02guthrie
 
Davranisci Kuramlar
Davranisci KuramlarDavranisci Kuramlar
Davranisci Kuramlar
 
Davranisci Kuramlar
Davranisci KuramlarDavranisci Kuramlar
Davranisci Kuramlar
 
1970005.ppt
1970005.ppt1970005.ppt
1970005.ppt
 
EğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri HepsiEğItim Bilimleri Hepsi
EğItim Bilimleri Hepsi
 
eğitim öğrenme öğretim ilişkisi ve temel kavramlar.pptx
eğitim öğrenme öğretim ilişkisi ve temel kavramlar.pptxeğitim öğrenme öğretim ilişkisi ve temel kavramlar.pptx
eğitim öğrenme öğretim ilişkisi ve temel kavramlar.pptx
 
Psikoloji
PsikolojiPsikoloji
Psikoloji
 
Skinner ve Bandura - Sunum
Skinner ve Bandura - SunumSkinner ve Bandura - Sunum
Skinner ve Bandura - Sunum
 
öğRenme Psikolojisi1
öğRenme Psikolojisi1öğRenme Psikolojisi1
öğRenme Psikolojisi1
 
Ogrenmepsikolojisi
OgrenmepsikolojisiOgrenmepsikolojisi
Ogrenmepsikolojisi
 
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumruEdimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
 
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma   sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumruEdimsel KoşUllanma   sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
Edimsel KoşUllanma sıdıka vatan,gülsüm şanlıer,serdar kumru
 
Edimsel KoşUllanma
Edimsel KoşUllanmaEdimsel KoşUllanma
Edimsel KoşUllanma
 
UZAKTAN EĞİTİM
UZAKTAN EĞİTİMUZAKTAN EĞİTİM
UZAKTAN EĞİTİM
 
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
Psiko --öğrenme( koşullama yolu ile öğrenme)
 
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmazDavranişsal yaklaşim nazli yilmaz
Davranişsal yaklaşim nazli yilmaz
 
Davranışcı,Humanist ve Gerçekci Yaklaşım
Davranışcı,Humanist ve Gerçekci YaklaşımDavranışcı,Humanist ve Gerçekci Yaklaşım
Davranışcı,Humanist ve Gerçekci Yaklaşım
 
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
757749658 001 hafta_ebg_temel_kavramlar (1)
 
edi̇msel kosullanma
edi̇msel kosullanmaedi̇msel kosullanma
edi̇msel kosullanma
 
2 edi̇msel koşullanma-1
2  edi̇msel koşullanma-12  edi̇msel koşullanma-1
2 edi̇msel koşullanma-1
 

öğrenme kuramları

  • 1. ÖĞRENME KURAMLARI Öğrenmenin sırrı, öğrenciye saygı duymaktır. (Emerson)
  • 2. Başlarken… • Öğrenme kuramlarının her biri farklı bir öğrenme türünü en iyi açıkladığından; program geliştirme çalışmaları ve öğretim süreci öğrenme türüne, öğrencilerin ve öğrenilecek bilginin türüne göre farklı kuramlardan yararlanılabilir.
  • 3. Öğrenme Kuramı : Öğrenmenin hangi koşullarda oluşacağını veya oluşmayacağını betimler ve açıklar. Bir öğrenme kuramının genelde tüm organizmalarda, tüm öğrenme birimlerinde, okul içinde ve dışındaki tüm durumlarda nasıl oluştuğunu açıklaması beklenir. Ancak tüm öğrenme durumlarını açıklayabilen bir öğrenme kuramı henüz YOKTUR.. Etkili, verimli ve çekici öğretim uygulamalarının temelinde çoğu zaman güçlü bir öğrenme kuramı yer almaktadır.
  • 4. ÖĞRENME, Yaşantı ürünü değişmedir. DEĞİŞEN NEDİR? Cevap öğrenme kuramlarına göre değişir.
  • 5. Davranışçı kuramlara göre, değişen davranıştır. Öğrenme bireyin davranışlarındaki gözlemlenebilir bir değişmedir. Sunulan uyarıcıya karşı öğrencinin istenen tepkiyi göstermesi öğrenme olarak kabul edilir. Uyarıcı; öğretimle sunulan içerik, Tepki ise öğrencinin gösterdiği gözlemlenebilen davranıştır. 1. Davranışçı Öğrenme Kuramları
  • 6. Bu kurama göre öğrenmeyi açıklayan bütün değişkenler ÇEVREDİR ve öğrenmeyi anlamak için, çevrenin insan üzerindeki etkilerini bilmek gerekir. Öğrenme, yaşantı ürünü nispeten kalıcı izli davranış değişmesidir. Öğrenme, uyarıcı ve davranışlar arasında kurulan bir ilişkidir.
  • 7. DAVRANIŞ Sonradan kazanılan davranışlar (Öğrenme ürünü davranışlar) Doğuştan gelen davranışlar Geçici davranışlar İçgüdüsel davranışlar (Alkol, ilaç, hastalık vb. Refleksif davranışlar etkisi ile oluşan davranışlar İstendik davranışlar İstenmedik davranışlar Planlı eğitim ürünü Plansız eğitim ürünü Olumsuz kültürel koşullar Eğitimin hatalı yan davranışlar davranışlar altında kazanılan davranışlar ürünü olan davranışlar
  • 8. 1.a) Klasik Koşullanma Pavlov • Deneysel olarak ilk koşullanma türü olduğundan klasik adını almıştır. • Fizyoloji ve tıp eğitimi almış olan I.P. Pavlov’un yaptığı çalışmalar sonucunda geliştirilmiştir. • Pavlov, köpeklerde mide ve tükrük salgılarını incelerken, köpeğin henüz eti görmeden deneyi yapan kişinin ayak seslerini duyduğunda da aynı güçte salya salgıladığını fark ederek çalışmalarını bu tepkiyi anlamak üzerine yoğunlaştırmıştır.
  • 9. Klasik Koşullama-Süreç KOŞULLAMADAN ÖNCE Tepki yokKoşullu Uyarıcı (Işık) KOŞULLAMA SÜRECİNDE KOŞULLAMADAN SONRA Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı (Et) Doğal Tepki (Salya akıtma) Koşullu Uyarıcı (Işık) Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı (Et) Koşullu Uyarıcı (Işık) Doğal Tepki (Salya akıtma) Doğal Tepki (Salya akıtma)
  • 10. Klasik Koşullama- Temel İlkeler Bitişiklik: Koşullama sürecinde, koşullu uyarıcı ve koşulsuz uyarıcının art arda verilmesine denir. Genel olarak koşullu uyarıcı ( zil) ile koşulsuz uyarıcının (et) yarım saniye arayla verilmesi halinde en etkili koşullamanın gerçekleştiği ileri sürülmektedir.
  • 11. Klasik Koşullama- Temel İlkeler Habercilik: Koşullu uyarıcıdan sonra her zaman koşulsuz uyarıcının gelmesi anlamındadır. Koşullu uyarıcı (zil), koşulsuz uyarıcının geleceğinin haber vermektedir.
  • 12. • Rescorla, köpekler üzerinde yaptığı çalışmalar sonucunda; - Önce ses (koşullu uyarıcı), sonra elektrik şoku( koşulsuz uyarıcı) verdiği köpeklerin olumlu habercilik ya da ileriye koşullanmanın gerçekleştiğini, - Önce elektrik şoku, ardından ses verildiğinde ise olumsuz habercilik ya da geriye koşullanmanın gerçekleştiğini belirtmiştir. - Olumlu habercilikte koşullu uyarcı, koşulsuz uyarıcının haberini verirken, olumsuz habercilikte ise koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcının ortamdan çekildiğini haber verir.
  • 13. Klasik Koşullama- Temel İlkeler Pekiştirme: Belirli bir uyarıcı karşısında yapılan davranışın tekrarlanma olasılığının artırılmasıdır. Davranışı pekiştirmede kullanılan uyarcı ise pekiştireçtir. Pavlov’un kullandığı koşulsuz uyarıcı olan et, birincil pekiştireç; koşullu uyarıcı olan zil sesi ise ikincil pekiştireç olarak tanımlanır.
  • 14. Klasik Koşullama- Temel İlkeler Sönme: Koşullu uyarıcı(zil), tek başına tepki oluşturduktan sonra uzun süre koşulsuz uyarıcı (et) olmadan tekrarlanırsa verilen tepkinin sayısının giderek azaldığı ve yok olduğu görülür. Sönmeden sonra deneye bir süre ara verilip yeniden koşullu uyarıcı(zil) verildiğinde geçici olarak tepkinin oluştuğu görülür. Bu duruma kendiliğinden geri gelme denir.
  • 15. Klasik Koşullama- Temel İlkeler Genelleme - Ayırt Etme: Bir uyarıcıya tepki vermeyi öğrenen organizma bunu benzer uyarıcılar karşısında da göstererek genelleyebilir. Ayırt etme ise belirli bir tepkiyi uyarcısını ayırt ederek sergilemektir. Ör: Oynarken salıncaktan düşen çocuk, başlangıçta çocuk bahçesinden hatta çocuk bahçesine benzer yerlerden korkabilir. Zamanla hangi uyarıcının koşullu uyarıcı olduğunu ayırt eden çocuk, çocuk bahçelerinden korkmamaya başlar.
  • 16. • Okul : Nötr uyarıcı (Başlangıçta) Sevecen öğretmen: mutluluk (koşullu uyarıcı) ( koşullu tepki) Okul+sevecen öğretmen: mutluluk (koşullu uyarıcılar) (koşullu tepki) Okul : mutluluk (koşullu uyarıcı) (koşullu tepki)
  • 17. 1.b) Edimsel Koşullama (Skinner) Klasik koşullamadaki tepkisel davranışın tersine, edimsel davranış insanın çevresindeki olaylara verdiği duygusal tepkiler değildir. Edimsel davranışta, birey ihtiyacını karşılamak için çevredeki olanakları kullanır. (Bisiklete binme, tiyatroya gitme, resim yapma, arkadaşını ziyaret etme vb edimsel davranış örnekleridir.) Klasik koşullanma otonom sinir sistemi tarafından yönetilen davranışlarla; edimsel koşullanma istemli kaslarla yapılan bilinçli ve istekli davranışlarla ilgilidir.
  • 18. Edimsel Koşullama-Süreç Edim (Operant) Tepki Davranış Ödül Ceza Organizmanın gelişi güzel, hangi uyarıcıya dönük olduğunu belirleyemediğimiz tepkisi
  • 19. Edimsel Koşullama-Temel İlkeler Etki Yasası Davranışlar sonuçlarından etkilenir. Olumlu Pekiştirme (Olumlu davranış-Olumlu uyarıcı) Olumsuz Pekiştirme (Olumsuz durumu ortadan kaldıran davranış-Olumlu uyarıcı) Ceza 1. Tip (Olumsuz davranış-Olumsuz uyarıcı) 2. Tip (Olumsuz davranış-Olumlu uyarıcının ortamdan çekilmesi)
  • 20. Edimsel Koşullama-Temel İlkeler Klasik koşullanmadaki ilkeler burada da geçerli olmakla beraber farklı olarak şu iki ilkeden bahsedilebilir. a)Pekiştirici uyarıcıyla izlenen davranışlar tekrarlanma eğilimindedir. b) Pekiştirici uyarıcılar, edimsel davranışın meydana gelme oranını ya da sıklığını artırır.
  • 21. Edimsel Koşullanmanın Eğitim Ortamına İlişkin Doğurguları Doğru bir öğretim yapmak için öğrencinin ne düşündüğü değil ne yaptığı ile ilgilenmek gerekir. Pekiştireçlerin bireyin özelliklerine uygun olmasına dikkat edilmelidir. Bir uyarıcı her öğrenci için pekiştireç olmayabilir. Öğrencilere uygun pekiştireç seçmek için, en sevdikleri nesneleri, etkinlikleri yazmaları istenebilir ya da gözlem yaparak belirlenebilir. Yeni bir davranış hızlı bir biçimde kazandırılacaksa, sürekli pekiştirme kullanılmalıdır.
  • 22. Farklı pekiştirme tarifeleri kullanmak, davranışın daha uzun süre devam etmesini sağlamaktadır. Dönüt ve düzeltme etkinlikleri uygulanarak öğrencilerin kendi davranışları hakkında bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Ceza yerine olumsuz pekiştirecin kullanılması tercih edilmelidir. Öğrencilerin bireysel özelliklerine değil, davranışlarına odaklanarak, öğrenciyi küçük düşürmeden davranışın neden yapılmaması gerektiği açıklanmalıdır.
  • 23. Edimsel koşullama, matematik gibi aşamalılık ilişkisi güçlü alanlardaki öğrenmelerle, beceri öğretiminde, davranışların biçimlendirilmesinde ve sınıf disiplinin sağlanmasında daha etkili olurken; diğer alanlarda etkili olamamaktadır. Edimsel koşullamaya dayalı iki teknik: Kademeli yaklaşım yoluyla şekillendirme ve programlı öğretimdir.
  • 24. Sosyal Öğrenme Kuramı (Bandura) Sosyal öğrenme, başkalarını gözlemleyerek çevreden öğrenme olarak tanımlanabilir. İnsanlar sadece kendi deneyimlerinden öğrenmezler, başkalarının yaptıklarını gözlemleyerek de öğrenirler. Bu şekilde öğrenmeye ‘model alma’ ya da ‘gözlem yoluyla’ öğrenme denilmektedir.
  • 25. Sosyal Öğrenme Kuramı Sosyal öğrenme kuramı öğrenmeyi, uyarıcı olaylar ve insanların bu olaylara verdiği tepkiler ya da bu tepkilerin gözlenmesi sonucunda oluşan düşünce ve zihinsel süreçlerle açıklamaktadır. Model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel özellikler: *Yaş *Karakter *Statü *Cinsiyet *Benzerlik
  • 26. Gözlem Yoluyla Öğrenme-Süreçler Dikkat Süreci Hatırda Tutma Süreci Davranışı Meydana Getirme Süreci Güdülenme Süreci
  • 27. Dikkat Etme Süreci Gözlemcinin duyu organlarının yeterliliği Gözlemlenecek etkinliklerin gözlemcinin amacına uygun olması Gözlemcinin geçmişte aldığı pekiştirmeler Modelin önemli sonuçlar doğuran etkinlikleri Model alınan etkinliklerin basit, yalın, açık ve çarpıcı olması Modelin yaş, cinsiyet, saygınlık, statü, çekicilik, güç, ün vb. özellikleri
  • 28. Hatırda Tutma Süreci Gözlem yoluyla öğrenilen bilgiden yararlanabilmek için, gözlemcinin modelin davranışlarını hatırlaması gerekmektedir. Bu nedenle gözlenen bilgi, sembolleştirilip kodlanmakta ve bellekte saklanmaktadır. Sembolleştirme bilginin zihinsel resimlere, imgelere dönüştürülmesi yoluyla sözel sembollere dönüştürülmesi yoluyla
  • 29. Davranışı Meydana Getirme Süreci Bireyin fiziksel ve psiko-motor özelliklerinin uygun olması. İstek ve öz yeterlik inancı Davranışın zihinsel olarak tekrarı (Kendine dönüt verme ve düzeltme)
  • 30. Güdülenme Süreci Bireyler yeni davranışları gözlem yoluyla kazanabilirler ancak onu yapmaya güdüleninceye ya da ihtiyaç duyuncaya kadar performans olarak göstermezler. Güdülenme süreci öğrenilenlerin performansa dönüştürülmesini sağlayan bir süreçtir. Pekiştirmenin işlevi Pekiştirilme beklentisi (Dolaylı) Performans için güdüleyici İçsel Pekiştirme
  • 31. Sosyal Öğrenme Kuramı-Temel İlkeler 1. Karşılıklı Belirleyicilik 2. Sembolleştirme Kapasitesi 3. Öngörü Kapasitesi 4. Dolaylı Öğrenme Kapasitesi 5. Kendini Düzenleme Kapasitesi 6. Kendini Yargılama Kapasitesi
  • 32. Karşılıklı Belirleyicilik Birey Davranış Çevre Kazanılan her davranış çevrenin daha fazla kontrol edilmesini sağlar. Pekiştirecin geleceğine olan inanç davranışın oluşumunu etkiler. Rahatsız edici (örneğin gürültülü) bir çevre bireyi bu durumdan kurtulabileceği davranışlar geliştirmeye zorlar.
  • 33. Sembolleştirme Kapasitesi İnsanlar dünyanın kendisinden çok bilişsel temsilcileriyle etkileşimde bulunurlar. Bu insanın yaşantılarını sembolik olarak kodlayıp, biriktirebildiği anlamına gelir. Bu bilişsel temsilciler, sonraki davranışları etkiler ya da onlara neden olabilir.
  • 34. Öngörü Kapasitesi Düşünme etkinlikten önce gelir ve böylece insanlar geleceği tahmin edebilir ve gelecek için planlar yapabilirler. Dolaylı Öğrenme Kapasitesi İnsanlar kendi yaptıkları kadar başkalarının deneyimlerinden de öğrenirler.
  • 35. Kendini Düzenleme (Öz Düzenleme) Kapasitesi İnsanlar kendi içsel standartlarına ve kendi güdülenmelerine dayalı olarak kendi yaptıklarını kontrol edebilirler. Kendini Yargılama (Öz Yargılama) Kapasitesi İnsanlar kendi yeterlilik ya da yetenekleri konusunda yargıda bulunabilirler. Bu yargıya öz yeterlik denir. Öz yeterlik algısı gerçeği yansıtmayabilir ama bireyin davranışlarını düzenlemede etkilidir.
  • 36. Öz yeterlik inancı Bireyin bir şeyi başarıp başaramayacağına dair inancıdır. Öz yeterlik inancı yüksekse başarılı olma inancı da yükselir.  “Yapamayacağım” derseniz “yapamayacağınız” kesindir.
  • 37. Sosyal Öğrenme Kuramının Eğitime İlişkin Doğurguları Gözlemciler yüksek statülü, yeterli ve kendilerine benzer modellerin davranışlarını taklit etmeye eğilimlidir. Okul öncesi dönemde anne-babalar ve öğretmenler en çok model alınan kişilerdir. Modelin yeterli olması, gözlemcinin dikkatini etkilediği için öğretmenlerin alanda yeterli olması gerekmektedir. Öğretmen dersin başında ilginç bir olay, anı ya da fıkra ile öğrencilerin dikkatini çekebilir. Model alınacak davranışlar öğrencinin yaşına, ilgilerine, bilişsel ve fiziksel kapasitesine uygun olmalıdır.
  • 38. Okullarda sözel semboller ağırlıklı olduğu için, öğretmenler öğrencilerin sözel yeteneklerini, anlama ve kullanma becerilerini geliştirmelidir. Ancak bazı öğrenciler şema ya da grafiklerle daha kolay hatırlar. Öğretmen birden fazla duyu organına hitap eden araç- gereç ve yöntemler kullanmalıdır. Öğretmen olumlu davranışları yapan öğrencilere ödül vererek olumlu davranışları yapmaları için diğer öğrencileri güdüleyebilir. Öğretmen öğrencilerin öz yeterlik algısını yükseltmek için öğrencilerin bireysel gereksinimlerini dikkate almalı, işbirliğine dayalı öğrenme yaklaşımlarını kullanmalı, farklı öğrenme etkinlikleri kullanmalı ve çocukları birbirleri ile karşılaştırmamalıdır.
  • 39. Bilişsel Kuramlar Biliş, insan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı işlemlerin tümüdür. Öğrenme, bu işlemlerin sonucunda gerçekleşir ve zihinsel performans ya da özelliklerimizdeki değişmedir.
  • 40. Bilişsel Kuramlarına Göre Öğrenen, 1. Dış uyarıcıların pasif bir alıcısı değil, onların özümleyicisi ve davranışların aktif oluşturucusudur. 2. Öğrenen kendi öğrenmesinin sorumluluğunu taşır ve verileni olduğu gibi almaz, verilenin taşıdığı anlamı keşfeder. 3. Öğrenen, verilen bilgiler arasından, uygun olanını seçer ve işler.
  • 41. ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER a) İç faktörler: Öğrencinin kendi yaşantısıyla, ne düşündüğü, nasıl baktığı, öğrenme stilleri, zihinsel potansiyeli, yaratıcılığı kendine dönük düşünceleri vb. ile ilgidir. b) Dış faktörler: Öğretmenle, sınıfın fiziksel düzeni ve öğretim yöntemleri vb. ile ilgilidir.
  • 42. Öğrenenle ilgili faktörler Olgunlaşma Fizyolojik durum Yaş Yetenek Algı Motivasyon İlgi İhtiyaç Kalıtım Türe Özgü hazır oluş: Öğrenen, ilgili davranışı gösterecek bir türden olmalıdır. “Kuş uçar, ama insan uçamaz”. Bir organizmaya genetik donanımının elverdiği davranışlar öğretilebilir. Güdü:Öğrenmek istemeyen öğrenciye ne kadar uğraşırsanız uğraşın öğretebileceğiniz şeyler sınırlıdır. Merak Soru işaretleridir. Eksik kalan şeyi tamamlamaktır. Birey merakı olduğu için ilgi duyar.  Amaç: Bireyin ulaşmak istediği yerdir, istekleridir, ihtiyaçlarıdır.
  • 43. Ön öğrenmeler ve geçmiş yaşantılar: •Önbilgiler ve geçmiş yaşantılar, öğrenmeyi destekleyici ya da engelleyici etkide bulunabilir. •Etkili öğrenme için öğrencilerin önbilgileri açığa çıkarılmalıdır. •Yeni bilgi ile önbilgiler arasında ilişki kurulmalıdır. •Önceki bilgi yeni bilginin öğrenilmesini kolaylaştırıyorsa olumlu aktarmadır. (Fransızca’yı bilmek, İngilizce öğrenmeyi kolaylaştırabilir.) •Önceki bilgi yeni bilginin öğrenilmesini zorlaştırıyorsa olumsuz aktarmadır.(İngilizce’de bir kelimenin okunuşunu önceden yanlış öğrenmek, doğrusunu söylemeyi zorlaştırır.)
  • 44. Dikkat: Psikolojik enerjinin bir uyarıcı üzerinde yoğunlaşmasıdır. Temel ihtiyaçlar ilgiyi, ilgide dikkati belirler. Dikkat, bireyin neyi algıladığı açısından önemlidir. Zeka Yeni durumlara çabuk uyum sağlama, Hızlı problem çözebilme, Hızlı bağlantılar kurabilme, Sorunlarla baş edebilme gücüdür.
  • 45. Gestalt Öğrenme Kuramı Gestaltçılar organizmanın, dışardan gelen duyumlara kendisinden bir şeyler kattığını yaşantıyı yeniden örgütlediğini belirtmektedir. Dünyayı bütün olarak algılarız, uyarıcıları birbirinden bağımsız parçalar olarak değil, anlamlı bütünler biçiminde görürüz. Gestaltçılara göre, bütün parçaların toplamından daha fazladır ve birey, bütünü parçalara ayrıştırarak değil, bütünlük içerisinde algılar.
  • 46. Algılama ve Algılama Yasaları Şekil-Zemin İlişkisi Yakınlık Yasası Benzerlik Yasası Tamamlama Yasası Devamlılık Yasası
  • 47. Algılama ve Algılama Yasaları Şekil-Zemin İlişkisi Bütün algılamalarda bir şekil ve bir zemin vardır. Şekil, bize yakın olandır ve arka yüzeyi oluşturan zemin içinde anlam kazanır. Şekil daha etkileyici bir izlenim yapar ve daha iyi hatırlanır.
  • 48. Algılama ve Algılama Yasaları Yakınlık Yasası Birbirine yakın olan nesneler grup olarak algılanır. 2 3 4 5 6 7 8 234 56 78 23 45 678 234 567 8 Şim dibucüm leyiok uman ızz orla şacak.
  • 49. Algılama ve Algılama Yasaları Benzerlik Yasası Birbirine benzer birimler bir algısal bütünlük kazanır ve gruplamayı sağlar. v v v v v v
  • 50. Algılama ve Algılama Yasaları Tamamlama Yasası Bir nesnenin tümü görülmese de algılama tam olur. Bize gelen bölük pörçük duyuları biz tamamlarız.
  • 51. Algılama ve Algılama Yasaları Devamlılık Yasası Algısal alanımızda bulunan ve aynı yönde giden birimler birbiriyle ilişkili görünür.
  • 52. Gestalt Kuramının Eğitim Ortamında Kullanılması Öğretmen dönem başında bütün dersin ana hatlarını göstermeli, daha sonra ayrıntıya inmelidir. Öğretim, öğrencilerin içgörü geliştirmelerini ve öğrenmeye etkin katılımlarını sağlayıcı biçimde düzenlenmelidir. Bilgiyi öğrenciye sunmak yerine, tartışmalar yoluyla kendi keşiflerini yapmalarına olanak verilmelidir. Rahatsız edici, çelişkili veriler sunma ve öğrencilerin yanlış yapmasına izin verme, öğrenci ilgisini ve merakını güdüleyerek, keşif sürecini başlatabilir.
  • 53. Bilişsel Süreçler Dikkat: Duyusal kayıta gelen tüm uyarıcılardan yalnızca dikkat edilenler kısa süreli belleğe geçer.Birey tüm uyaranları kaydedemez ve bazılarına odaklanır. Bu aşamada üç temel işlem yapılır: 1.Önemli bilgiye karar verilir. 2. Önemli bilgi üzerinde odaklanılır. 3. Odaklanan bilgi,işleme alınır. Öğrencilerin dikkatini çekmek için şunlar yapılabilir: Görsel,işitsel ve dokunsal uyarıcılar kullanılmalıdır. Sınıfta değişiklik yapılabilir, derse farklı başlanabilir, v.b. Sonucu belli olmayan ilginç durumlar sunularak,öğrenciler şaşırtılabilir.
  • 54. Algılama Duyumların anlamlı hale getirilmesidir. Birey duyusal bellekten gelen uyarıcıların bazılarına dikkat ettikten sonra, bunları tanımaya ve yorumlamaya çalışır. Yorumlama süreci bireyin önbilgilerinden ve yaşantılarından etkilenir. Önceden oluşturulan şemalar yeni gelen bilginin algılanmasını etkiler. Örtük ve Açık Tekrar Bilginin zihinsel ya da sesli biçimde tekrar edilme sürecidir. Tekrar bilginin kısa süreli bellekte tutulma sürecini artırmaktadır. Bazı tür bilgiler yeteri kadar tekrar edildiğinde uzun süreli belleğe aktarılabilir.
  • 55. (Anlamlı) Kodlama KSB`teki bilginin USB′teki bilgi ile ilişkilendirilerek,USB′e transfer edilmesi sürecidir. Kodlamada, yeni gelen bilgiyi varolan bilgilerle tamamlama, anlamlandırma ve örgütleme söz konusudur. Anlamlı kodlama hatırlamayı kolaylaştırmakta ve bilginin kalıcılığını artırmaktadır. Bilgiyi Geri Getirme (Hatırlama) Uzun süreli bellekte depolanan bilgiler kullanılmak üzere kısa süreli belleğe getirilir yani bilgi hatırlanır. Geriye getirme, bilginin USB`den bulunarak açığa çıkarılması sürecidir.  Bilginin KSB`e geri getirilebilmesi için anlamlı bir biçimde kodlanarak depolanması gerekir.
  • 56. Unutma ve Uzun Süreli Bellek Duyusal kayıttan ve KSB`ten atılan bilgi kaybolur,unutulur ve hiçbir çaba bu bilgiyi geri getiremez. USB`deki bilgi, uygun ipuçları ile geri gelir.
  • 57. Duyusal Kayıt Kısa Süreli Bellek Uzun Süreli Bellek 1. Anısal 2. Anlamsal 3. İşlemsel Dikkat Algı (Seçici) Anlamlı Kodlama DAVRANIŞ Hatırlama Bilginin Alınması, İşlenmesi ve Anlamın Oluşturulması (Öğrenme) Süreci
  • 58. Bilgiyi İşleme Kuramı ve Ders Tasarımı İlkeleri Dikkati Çekme Hedeften Haberdar Etme ve Güdüleme Ön Öğrenmeleri Hatırlatma Uyarıcı Materyalleri Sunma Öğrenciye Rehberlik Etme Davranışı Ortaya Çıkarma Dönüt Düzeltme Verme Değerlendirme Öğrenilenleri Transfer Etme
  • 59. Duyusal Bellek Alıcılara gelen bilgiyi kullanır. Görsel bilgi İşitsel Bilgi Ayrı Süreçler Çalışan (Kısa Süreli) Bellek Dikkatin yöneldiği bilgiyi kullanır. Bir defada en fazla 7 ± 2 (5-9) birimlik bilgiyi işleyebilir. Uzun Süreli Bellek Nisbeten değişmez hiyerarşik bir ağ (şema) biçimde depolanan tüm bilgi ve becerileri kullanır. Kapasitesi sınırsızdır. http://education.arts.unsw.edu.au/CLT_NET_Aug_97.HTML
  • 60. İkili Kodlama Kuramı (Dual Codıng Theory) Kodlamada iki bilişsel sistem rol oynar. Bunlardan biri sözsüz nesne ve olaylarla diğeri ise dil ile ilgilidir. Başka bir ifadeyle bellekte iki yeniden sunum sistemi vardır (sözlü ve resimli).
  • 61. Birey, konuyla ilgili hem sözlü ve hem de resimli bilgi içeren öğrenme materyallerinden, yalnızca sözlü ve yalnızca resimli bilgi içeren materyallere göre daha iyi öğrenmektedir. Ayrıca resimle ilgili kanal aracılığıyla sunulan içerik, sözlü kanal aracılığıyla sunulan içeriğe göre daha fazla dikkat çekmekte ve daha iyi hatırlanmaktadır.
  • 62. Sunulacak içerikte resim varsa, öğrenen bu bilgiyi hem sözlü hem de görsel izi kullanarak uzun süreli belleğe kodlayabilir. Bu kodlama işlemi bellekten tekrar çağırma olasılığını arttırır, çünkü görsel ya da sözlü izden biri kaybolursa bir diğeri rahatlıkla kullanılabilir.
  • 63. Sözlü ifadenin sunumu Görsel ifadenin sunumu Kısa Süreli Bellek Sözlü ifadenin zihinde yeniden sunumu Görsel ifadenin zihinde yeniden sunumu 3 2 1 Uzun süreli bellek 4 Öğrenme Sözlü anlatımla Yazılı metinle Animasyonlarla ÖZETLE
  • 64. Anlamlı Öğrenme Kuramı (David AUSUBEL) Temel Varsayımları Öncelikle bir konu alanındaki en genel görüşler sunulmalıdır. Bunları aşamalı bir şekilde farklılaşarak terimler ve ayrıntılar izlemelidir. Öğrenmeyi etkileyen en temel faktör, öğrencinin halihazırda bildikleridir. Yeni materyaller, öğrencinin mevcut bilişsel yapısında varolan görüşlerle ilişkili olmalıdır. yeni görüşlerle önceki bilgiler arasındaki ilişkiler dikkatli bir biçimde kurulmalı, karşılaştırmalar yapılmalıdır. Ön örgütleyiciler bu noktada bize yardımcı olabilir.
  • 65. Sarmal (Spiral) Öğrenme Kuramı (Jerome BRUNER) Öğrenme, öğrencilerin yeni bilgilerini önceki bilgileri üzerine temellendirdikleri aktif bir süreçtir. Öğretim öğrenenin ilkeleri keşfetmesine dönük olmalıdır. Öğreten ve öğrenen aktif bir diyalog içinde olmalıdır. Program, sarmal bir tarzda düzenlenmelidir ki öğrenen öğrendiklerini üzerine inşa edebileceği bir yapıya sahip olsun. Öğretenin görevi, öğrencinin öğrenmelerini uygun bir formata dönüştürmesine yardımcı olmaktır.
  • 66. Yapılandırmacı Öğrenme Kuramı Temel Sorular “bilgi nedir?” “öğrenme nedir?” “öğretme nedir?” “nesnellik mümkün müdür?” “dışarıdan alınan bilgiler zihnimize nasıl yerleşir?” “bu bilgileri zihnimizde nasıl işler ve kendimize mal ederiz?” “önceki bilgilerimizle çelişen yeni bilgiler zihnimizde yapılanırken ne gibi değişiklikler olur?”
  • 67. Yapılandımacı Öğrenme Kuramı Bilgi nesnel değil özneldir. Öğrenme bireyin konuyu nasıl algıladığı ile ilgilidir. Öğrenmede bireyin ön bilgileri, kişisel özellikleri, öğrenme ortamı önemlidir. Öğrencinin sınıf içinde ya da dışında aktif katılımı gerekir. Öğrenme sürecinde öğrenci sorumluluk alır ve karar verme sürecinde etkindir. Bilgi edinme bir sonuç değil, yeni bilginin oluşması için bir kaynaktır. Öğretmen-bilgi-öğrenci üçgeninde, öğretmen bilgi ile öğrenci arasında bir arabulucudur.
  • 68. Yapılandımacı Öğrenme Kuramı Öğretmen var olan düzey ile ulaşılması gereken düzey arasındaki süreci yapılandırır. Tüm öğrenmeler bir keşiftir. Bu nedir? Nasıl olmaktadır? Niçin olmaktadır? Değişirse neler olur? Verilen olgulara benzer bilgilerim nelerdir? Onlar bana ne derece yardımcı olur? Verileri anlamak ve çözüm üretebilmek için nasıl bir yaklaşım faydalı olur? gibi sorgulama biçimleri öğrenciye kazandırılmaya çalışılır.
  • 69. -Özümleme: Yeni bilgi önceki bilgilerle çelişmiyorsa birey yeni bilgiyi kolayca kabullenebilir. -Yerleştirme: Yeni bilgi önceki bilgilerle çelişiyorsa öğrencinin kafası karışır. Dengesizliği ortadan kaldırmak için zihin yeniden yapılanmaya girer. Bu yapılanma üç şekilde gerçekleşir: 1-Birey yeni kazandığı deneyimi göz ardı eder. 2-Birey yeni kazandığı deneyimi zihninde kendine uygun tarzda değiştirerek kabullenir. 3-Birey düşünme tarzını yeni kazandığı deneyimi kabullenecek şekilde değiştirir. Amaçlanan öğrenmenin üçüncü durumda gerçekleşmesi beklenir. Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına Göre Öğrenme Süreci
  • 70. -Zihinde Yapılanma (Zihinsel Denge): Yeni bilginin yerleşmesinden sonra zihin yeniden yapılanır. Buna kendi kendine ayarlama denir. -Sürekli Özümleme: Dışarıdan sürekli bilgi alındığı için özümleme ve kendi kendine ayarlama hayat boyu devam eder. -Yaratıcılık (Kendi kendine sorular üretme): Birey zihninde çeşitli sorular üretip bu sorulara cevap bularak yeni bilgiler kazanabilir. Yapılandırmacı Öğrenme Kuramına Göre Öğrenme Süreci
  • 71. Bu kuram’a göre, etkili bir öğrenmenin gerçekleşmesi için öğrenme süreci; Merak uyandırma ve planlama Araştırma ve keşfetme Çözümleme ve derinleştirme Paylaşma ve yaşantıya uygulama basamaklarını içermelidir.
  • 72. Merak Uyandırma ve Planlama Öğretmen merak uyandırmak için gerçek yaşamdan, ve öğrencilerin ön bilgisiyle çelişen sorular sormalıdır. Sorular yeni kavram hakkında ne bildiklerini, ne düşündüklerini açığa çıkarmak için sorulur. Öğrenciler konu üzerinde düşünmeye başlar, kendi sorularını oluştururlar “Nasıl oldu, niye böyle, neler biliyorum? gibi soruların yanıtlarını araştırmak üzere öğretmen ve öğrenci birlikte plan yapar.
  • 73. Araştırma ve Keşfetme Öğrenciler birlikte çalışarak farklı bilgi kaynaklarını kullanır ve araştırırlar Çeşitli etkinlikler yaparlar Etkinlik içinde özgürce düşünür ve kestirimlerde bulunurlar. Öğretmen en az yardımla öğrencilerini birlikte çalışmaya özendirir. Onları gözler ve dinler, derin düşünmelerini sağlayacak sorular sorar.
  • 74. Çözümleme ve Derinleştirme Öğrenciler öğretmenlerinin rehberliğinde grup tartışmalarıyla kavramların açıklamalarını ve tanımlarını yapmaya çalışırlar. Öğretmen, öğrencilerin daha önceki deneyimlerinden açıklama ve analiz yapmalarına yardımcı olur. Bunun için öğrencilere yeni sorular yöneltir. Öğrenciler öğrendikleri kavramları yeni olaylara uygularlar.
  • 75. Paylaşma ve Yaşantıya Uygulama Öğretmen, gruplar arasında bilgi paylaşımının yapılmasını sağlar, öğrencilerini inceler Artık öğrenci yapılandırdığı yeni bilgilerini günlük yaşamda kullanabilir.
  • 76. Öğrenilecek materyal gerçekçi olmalı ve öğrenci için anlam taşımalıdır. Öğretim etkinlikleri, aktif öğrenmeyi destekleyen gerçekçi etkinlikler çerçevesinde yürütülmelidir. Bu etkinliklerde bilişsel üst düzey becerileri kullanılmalıdır. Etkinlikler, paylaşımcı ve işbirliğine dayalı çalışma ortamlarında yürütülmelidir. Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
  • 77. Öğrenci zihinsel çaba göstererek, araştırma yaparak, gerçekleri sorgulayarak sınıfta sürekli etkin haldedir. Öğrenci ve öğretmen konuya bütünsel bakar ve mutlak doğrularla değil, ortamın ve kültürün gerekliliklerini göz önünde bulundurarak esnek yargılar üretir. Öğrencinin rolü bilgiyi olduğu gibi almak değil, üretmek ya da araştırmaktır. Öğretmen bireye bilgiye ulaşmasında kaynak sağlayan, rehberlik eden, öğrenciyle birlikte öğrenci olan ve araştırandır. Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
  • 78. Öğretmenlerin, öğrenilecek şey üzerinde kontrolleri olsa da, öğrencinin öğrendiği şey üzerinde kontrolleri çok azdır. Değerlendirmede geleneksel kağıt kalem testleri kullanılabilir, ancak başka araç ve yöntemlerle desteklenmesi gerekmektedir. Değerlendirme, program ve öğretimden ayrı olarak ele alınmamalıdır. Öğrencilerin katıldıkları öğrenme görevlerine ilişkin dökümanlar ve gözlemler değerlendirmede önemli yer tutmaktadır. Yapılandırmacı Sınıf Ortamı Nasıl Olmalıdır?
  • 79. Çalışma yaprakları, proje çalışmaları, sunular, performans sınavları, değişik biçimlerde kısa cevaplı sorular değerlendirmede kullanılabilir. Öğrenci gelişimini yansıtan öğrenci dosyaları da (portfolyo) kullanılmalıdır. Değerlendirme sistemi öğrencinin öğrendiğini çoklu biçimlerde yansıtmasına izin vermelidir. Ayrıca öğretmen değerlendirme sonuçlarını, öğretime rehberlik etmesi için kullanmalıdır. Eğitimci “öğrencinin gelişmesi için ne yapmalıyım” sorusunu sormalı, bir sonraki öğrenme ortamını bu yanıta göre düzenlemelidir. Yapılandırmacı Öğrenmede Değerlendirme